ويكيبيديا

    "bilgisayarıyla" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • حاسوب
        
    • حاسوبه
        
    • بحاسوب
        
    • كمبيوتره
        
    • بكمبيوتر
        
    Ve bir de krallara yakışır şıklığı içinde, dizüstü bilgisayarıyla Şef vardı. TED وهناك رئيس، في كامل أناقته الملكية، بجهاز حاسوب محمول.
    Burada yeni kaos teorisi alanındaki araştırmaları desteklemek için yazılım geliştirirken ilk bilgisayarıyla karşılaştı. TED وهنا واجهت أول حاسوب وهي تقوم بتطوير نظام برمجي لدعم البحث العلمي في المجال الجديد وهو نظرية فوضى الكون.
    Günlerinin çocuğunu bilgisayarıyla orada geçirirdi. Borsa işlerini yapardı. Arka plandan gelen sesleri sevdiğini söylemişti. Open Subtitles لقد قضى معظم أيامه هناك مع حاسوبه المحمول يقوم بعمليّة البيع والشراء، قال بأنه كان يروق له تردد الخلفية
    bilgisayarıyla otelin Wi-Fi'ına giriş yaptı. Open Subtitles أرى أنّ حاسوبه مُسجّلٌ .بشبكة الإنترنت اللاسلكي
    Bak, onun Beverly'nin kıyamet bilgisayarıyla uğraştığını biliyorum. Open Subtitles اسمع، أعرف أنّه كان يعبث بحاسوب الهلاك الخاص بـ(بيفرلي).
    Bir geri ödeme... bilgisayarıyla beraber... Windows'un kullanılmamış bir kopyası gelmişti. Open Subtitles النسخة غير المستخدمة التي جاءت مع كمبيوتره
    Gundars'ın bilgisayarıyla kaçmasına izin mi verdiniz aptallar? Open Subtitles أيها الأغبياء.. هل تركتم راشيل تهرب بكمبيوتر جاندرز؟
    Geçen gün toplantı sırasında yönetmenin bilgisayarıyla bir dosya yüklemedin mi? Open Subtitles تذكرين قبل عدة أيام خلال الاجتماع ألم تنزلي ملفا باستخدام حاسوب المخرجة؟
    Senden geminin bilgisayarıyla nöral bağlantı kurmanı istiyorum. Open Subtitles أودّك أن تبدئي رابطةً عصبيّة مع حاسوب السّفينة.
    Geminin bilgisayarıyla konuşuyordum. Open Subtitles لقد كنت أتحدث إلى حاسوب السفينة
    Burada kalacağız. Cutler'ın bilgisayarıyla ilgileneceğim. Belki bilgisayarına gireni bulursak katilini de bulabiliriz. Open Subtitles سنبقي هنا و سأنجز بعض الأعمال علي حاسوب (كيلتر) لنعرف من الذي اخترقه
    Umarım bombacının bilgisayarıyla ilerleme kaydedecek bir şey bulursun. Open Subtitles آمل أنّك تحقق تقدماً مع حاسوب المفجّر.
    Yeni makine çağı, 15 yıl önceye kadar dayandırılabilir, dünya satranç şampiyonu, Gary Kasparov Deep Blue süper bilgisayarıyla oynadığı zamana. TED العصر الجديد للجهاز يمكن ان يؤرخ بيوم قبل 15 عاماً عندما غاري كاسباروف، بطل الشطرنج في العالم، لعب مع "ديب بلو"، حاسوب عملاق.
    Telefonunu bilgisayarıyla eş zamanlıyor bu yüzden telefonundaki GPS'e ulaşabilirim. Open Subtitles والآن، قد زامّن هاتفه مع حاسوبه لذا بوسعي الدخول لتحديد المواقع في هاتفه
    Söylesene... Joshi'nin bilgisayarıyla kasasını açabilmek mümkün mü? Open Subtitles هل صحيح أن باب خزنة " جوشي " يمكن فتحه من خلال حاسوبه ؟
    Babanızın bilgisayarıyla ne yapıyorsunuz? Open Subtitles ماذا تفعلون بحاسوب والدكم ؟
    Bluetooth üzerinden trenin bilgisayarıyla eşleşmiş olmalı. Open Subtitles بحاسوب القطار عبر (البلوثوت)
    Belki de kafası çok güzeldi ya da bilgisayarıyla oynamaya öyle dalmıştı ki masasının üzerindeki yazışmaları görmedi! Open Subtitles أو منشغل في اللعب على كمبيوتره ليرى الملاحظة على مكتبه
    Nate, adam Manticore'yi lise çağından kalma bilgisayarıyla yönetiyor. Open Subtitles (نيت) ، إنّه يستخدم "مانتيكور" من جهاز كمبيوتره في مدرسته الثانويّة
    Gundars'ın bilgisayarıyla kaçmasına izin mi verdiniz aptallar? Open Subtitles أنت الآن أعمى لكن منذ دقيقة مضت أيها الأغبياء.. هل تركتم راشيل تهرب بكمبيوتر جاندرز؟

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد