Ben de çok isterdim. Ama bir terörist saldırısıyla ilgili bilgisi olduğunu söylüyor. Yani oturup bekliyoruz. | Open Subtitles | أودّ ذلك، لكنّه يدّعي أنّ لديه معلومات عن هجوم إرهابي، لذا نحن جالسون هنا. |
İçeriden bilgisi olduğunu düşündüğüm birisine yaklaşmaya çalıştım ama sonu kötü bitti. | Open Subtitles | حاولتُ التقرّب من شخصٍ ظننتُ أنّ لديه معلومات داخليّة، وانتهى الأمر بشكل سيء. |
Oliver Hughes hakkında bilgisi olduğunu söyledi ve onunla görüşmeye gittiğim zamanı biliyorsun... | Open Subtitles | قال لي أن لديه معلومة عن اوليفر هيوز و كما تعلمين أثناء ذهابي لمقابلته |
Oliver Hughes hakkında bilgisi olduğunu söyledi ve onunla görüşmeye gittiğim zamanı biliyorsun... | Open Subtitles | قال لي أن لديه معلومة عن اوليفر هيوز و كما تعلمين أثناء ذهابي لمقابلته |
Hey, elimde Diane Huxley adında, CTU için bilgisi olduğunu söyleyen bir kadın var. | Open Subtitles | لديّ هنا إمرأة تدعى دايان هجكسلى تقول أنّ لديها معلومات لوحدة مكافحة الإرهاب |
Teröristlerle ilgili bilgisi olduğunu söyledi, ama yalnızca seninle konuşurmuş. | Open Subtitles | يقول أن لديه معلومات عن الارهابيين ولكنه سيتحدث إليك فقط |
Başka bir soygun hakkında bilgisi olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | تولي يقول بأنّه عنده معلومات حول السرقة الأخرى. |
Laitanan, nükleer madde ile ilgili bilgisi olduğunu düşündüğü herkesi aradı. | Open Subtitles | اتصل (فلاديمير) بكل شخصٍ اعتقد بأنه من الممكن أن لديه معلومة عن القصبات النووية |
Hey, elimde Diane Huxley adında, CTU için bilgisi olduğunu söyleyen bir kadın var. | Open Subtitles | من فضلك , لديّ إمرأة هنا , تُدعى دايان هجكسلى تقول أنّ لديها معلومات للوحدة |
Teröristlerle ilgili bilgisi olduğunu söyledi, ama yalnızca seninle konuşurmuş. | Open Subtitles | ,يقول أن لديه معلومات عن الارهابيين ولكنه سيتحدث معك أنت فقط |
Teröristler hakkında bilgisi olduğunu söyledi. | Open Subtitles | قال أن لديه معلومات عن الارهابيين |
Başka bir olay hakkında bilgisi olduğunu söylemişti. | Open Subtitles | هذا الرجل قال بأنّه عنده معلومات على الحالة الأخرى. |