Her zaman sadece kendimizle olmamamız gerektiğini, buraya hizmet etmek için geldiğimizi biliyorduk. | TED | وكنا نعلم دائما أننا لم نوجد لأنفسنا فقط، بل نحن هنا لنقدم المساعدة. |
Yani durumun iyi olmadığını biliyorduk ve yansımaları şirketimizde de görülüyordu. | TED | نعلم أنها أرقام تبعث على الأسى، وهي تظهر نفسها في منظمتنا. |
Herkesi rahatsız ettik çünkü bu konuda bilgisiz olduğumuzu biliyorduk. | TED | سمها. ونحن تنصتت الجميع، لأن كنا نعرف أننا كنا جاهلين. |
Nereye gitmek istediğimizi biliyorduk ama oraya nasıl ulaşağımızdan tam olarak emin değildik. | TED | حسنًا، كنا نعرف هدفنا، لكننا لم نكن متأكدين تمامًا من كيفية الوصول إليه. |
Hayatta kalabilmek için, ayrı kalmamız gerektiğini her zaman biliyorduk. | Open Subtitles | عرفنا دائمًا كيف نبقى أحياءً، تعيّن علينا أنّ نظلّ مُفترقين. |
Hepimiz biliyorduk ki sadece bir günlük bir erteleme makûldü. | Open Subtitles | كنا نعلم جميعاً أنه مسموح بيوم واحد تأخير فى الأبحار |
Bazen daha fazla oluyorduk. Ama yemek azaldığında içimizden birilerini öldüreceklerini biliyorduk. | Open Subtitles | يزيدون في بعض الأحيان، وكنا نعلم أنه عندما ينفذ الطعام سيقتلون بعضنا |
Evet, bunu söyleyeceğini biliyorduk. Bu yüzden bir sır olarak sakladık. | Open Subtitles | نعم ، نعلم أنك كنت ستقولي هذا ولهذا أبقينا الأمر سراً |
d Ellerimde ateşlerd Sadece birlikte olmanın en güzel veda olduğunu biliyorduk. | Open Subtitles | فقط كنا نعلم ان اجتماعنا سوياً كان سيكون افضل طريقة لقول الوداع |
Açık kaynağın bilgi ve yaratıcılığı yönetmek için olan araçlar ile başarılı olduğunu biliyorduk. | TED | ونحن نعلم أن المصادر المفتوحة نجحت مع أدوات لإدارة المعرفة والإبداع. |
Bir avantajımız vardı, DVD çağında doğduk ve bunun geçici olacağını biliyorduk. | TED | لقد كان لدينا ميزة، وهي أنّ بدايتنا كانت عن طريق دي في دي، وكنا نعلم أنّ هذا سيكون أمرًا مؤقتًا. |
O davaları kazanmak, paraları almak. Onların suçlu olduğunu biliyorduk. | Open Subtitles | تفوز بتلك القضايا ثم تأخذ المال كنا نعرف بأنهم مذنبين |
Bir çoğu da çömezdi. Ve biz bunu da biliyorduk. | Open Subtitles | و الكثير منهم كانوا عديمي الخبره و كنا نعرف ذلك |
Hepimiz çok zor günler geçirdiğini ve ikinizi de çok özlediğini biliyorduk. | Open Subtitles | كلنا نعرف انه كان يمر بوقت عصيب جداً و كان يفتقدكم جداً |
Maliyeti asla uygun olmadı. İnşa etmeden önce de bunu biliyorduk. | Open Subtitles | ولم يثبت أنه مربح فعلياً وكنا نعرف هذا قبل أن نصنعه |
Ne yapmamız gerektiğini biliyorduk, uçağın arkasında bu kadar yük varken sağlam kalabileceğinden emin olmak için mühendisleri devreye sokmak lazımdı. | Open Subtitles | كنا نعرف ما كان علينا القيام به. كان علينا أن تتورط المهندسين. للتأكد من أن الطائرة يمكن أن يقف هذا الإجهاد. |
Sanırım biliyorduk. Başka türlü insan nasıl kahraman olur ki. | Open Subtitles | كُنا نعرف هذا , والأن من سيكون البطل الجديد ؟ |
Onun her an ölebileceğini biliyorduk ama bu şekilde değil. | Open Subtitles | عرفنا أنها ستموت في أي وقت و لكن ليس هكذا |
Onun her an ölebileceğini biliyorduk ama bu şekilde değil. | Open Subtitles | عرفنا أنها ستموت في أي وقت و لكن ليس هكذا |
Okuldayken senin özel biri olacağını biliyorduk ve bunu söylemiştik. | Open Subtitles | كلنا عرفنا في المدرسة انك ستكونين مميزة, لقد قلنا ذلك |
Ama içimizden her ikimiz de birbirimizi tekrar görmeyeceğimizi biliyorduk. | Open Subtitles | لكن داخلنا كلانا عَرفنَا اننا لَنْ نَرى بعضنا البعض ثانيةً |
Fransızlar'ın tankları piyade birliklerine dağıttığını biliyorduk. | Open Subtitles | لقد علمنا أن القياده العليا الفرنسيه قامت بتشتيت فرق الدبابات على الجبهه |
Yani, aslında, bu pek beklediğimiz bir sonuçtu. Şey olacağını biliyorduk... Ne? | Open Subtitles | أعني بالضبط ما توقعنا ربما يفصحون ثانيةَ لعلها كانت غلطة |
Seni buldugumuz günden beri ikimiz de biliyorduk. | Open Subtitles | عرفناه نحن الأثنان منذ اليوم الذي وجدناك فيه |
Bütün üst düzey yöneticiler, bunlarin yagmaci oldugunu biliyorduk. | Open Subtitles | كل المدراء، ونعرف أنهم ينهبوننا |
Karanlık yerlerde kötü şeylerin döndüğünü biliyorduk. | Open Subtitles | نحنُ نعرفُ أن أشياءً سيّئة تحدث في الأماكنِ المظلمة. |
Çünkü o zaman bile bazı beklentilerimizin olduğunu biliyorduk. | Open Subtitles | لأن حتى في ذلك الوقت, علِمنا أن هنالك توقعات. |
İkimiz de eve dönüşümün bir kısmının da babamla uğraşmak olduğunu biliyorduk. | Open Subtitles | لما التقيتِ بوالدكِ بتلكَ الطريقة كلانا كان يعلم بأنّ جزءاً من عودتي إلى الديار كان التعامل مع والدي |
Senin bir şeylerin peşinde olduğunu biliyorduk. | Open Subtitles | لقد عَلِمنا أنَّكَ كنتَ تنوي لشيء |
Bu iz sürme değildi. Bir şeylerin yanlış olduğunu biliyorduk. | Open Subtitles | لم تكن المهمّة قابلة للتعقّب، فعلمنا أن هناك شيئًا غير طبيعيّ |
Bu işe başladığında, sonsuza dek burada olmayacağını biliyorduk. Anladım! | Open Subtitles | كلانا يعلم بأنك عندما بدأت العمل هنا، لن تبقى للأبد |
Sadece sen ve ben biliyorduk. | Open Subtitles | أنا وأنت الوحيدان اللذان عرفا بوجودها. |