Ama pek çok kişinin virüslerle ilgili olarak bilmediği şey ise onların bakterileri de hasta edebildiğidir. " | TED | و لكن ما لا يعرفه الكثيرون هو أن الفيروسات تصيب البكتريا بالمرض أيضاً. |
Ama Ridley'in bilmediği şey, hükümetin, araştırma bilgileri için Barnett'le pazarlık halinde olduğu. | Open Subtitles | ما لا يعرفه " ريدلى " أن حكومتنا تساوم " بارنيت " لشرائه |
Ama Ridley'in bilmediği şey, hükümetin, araştırma bilgileri için Barnett'le pazarlık halinde olduğu. | Open Subtitles | ما لا يعرفه " ريدلى " أن حكومتنا تساوم " بارنيت " لشرائه |
Olivia'nın bilmediği şey sana harika bir fırsat vermiş olduğu. | Open Subtitles | حسنا؟ أوليفيا ما لا تعرفه هي التي أعطتك هذه الفرصة رائعة |
bilmediği şey orasının Lucky Dyson'un da en sevdiği yer olmasıydı. | Open Subtitles | ولكن, ما لم يكن يعرفه, هو انها كانت ايضا البقعة المفضلة لدى لاكى دايسون |
bilmediği şey ise üç gün önce, annesinin, ayak masajı yaparken düşüp başını yarması ve boynunu kırması. | Open Subtitles | ...ما لم تكن تعلمه أنـ منذ ثلاثة أيام ، سقطت والدتها ...من فوق كرسي المطبخ فتح رأسها ، وإنكسرت رقبتها |
Çoğu insanın bilmediği şey ise kapalı bir alandaki havanın %12 ile %75'i arasındaki bir oranı oluşturuyorsa aynı zamanda patlayıcıdır. | Open Subtitles | ولكن مالا يعرفه معظم الناس هو أنه حين يكون مضغوطاً في إسطوانات مع وجود مصدر قريب للهب وتصادم قوي فسينفجر بقوة |
Fakat katilin bilmediği şey ise, hafıza kartının wi-fisinin açık olması. | Open Subtitles | ولكن ما لم يعرفه القاتل هو أن بطاقه الذاكره كانت متاحه للاتصال اللاسلكى |
Bölüm'ün bilmediği şey ise içeride bir ortağım olduğu, Alex. | Open Subtitles | يطاردني "الشئ الذي لا تعرفه "الشعبة هو أنني أمتلك شريك في الداخل |
bilmediği şey ise onu bıçakladığını gören bir tanığımızın olduğu. | Open Subtitles | لكن ما لا يعرفه أنْ لدينا شاهد على الطعن |
Ama bilmediği şey hilekar birini aldatamaz. | Open Subtitles | ما لا يعرفه هو أنه لا يمكن الاحتيال على محتال |
bilmediği şey ise, bir hilekara hile yapamazsın. | Open Subtitles | ما لا يعرفه هو أنه لا يمكن الاحتيال على محتال. |
Son iki yıl için çoğunuzun bilmediği şey ise çalışanlarımızın ve askerlerimizin çoğunun zombi olmasıdır. | Open Subtitles | ما لا يعرفه معظمكم هو أن الجزء الأفضل من السنتين الماضيتين هو أن معظم طاقمنا الداعم وجميع جنودنا هم من الزومبي |
bilmediği şey ona zarar vermez, değil mi? | Open Subtitles | حسناً، ما لا يعرفه لا يضره أليس كذلك؟ |
bilmediği şey başına belâ açmaz. | Open Subtitles | لن نُخبره . ما لا يعرفه لن يؤذيه. |
Kaydu'nun ve kimsenin bilmediği şey bir Han olunca başka seçeneğin olmadığıdır. | Open Subtitles | ما لا يعرفه "كايدو" أيها "اللاتينى"، ولا يعرفه أي رجل هو إن هذا يكون أحيانا كل ما يقتضيه عمل "الخان". |
bilmediği şey benim evsiz, arabasız ve tamamen güvenilmez olduğumdur. | Open Subtitles | ... هذا ما لا تعرفه هي أنا بلا مآوي وبلا سيارة و غير أهل للثقة تماماً |
Sen de bu güvenin gereğini yerine getireceksin çünkü onun zalimlik konusunda bilmediği şey şu: | Open Subtitles | لأن هذا ما لا تعرفه عن القسوة، |
Benim bildiğim, onun bilmediği şey topun diğerlerine göre bir inçin on altıda biri kadar büyük olduğuydu. | Open Subtitles | ما عرفته ولم يكن يعرفه هو أن الكرة البيضاء أكبر بـ 16/1 بوصة من الكرات العاديّة |
bilmediği şey ise üç gün önce, annesinin, ayak masajı yaparken düşüp başını yarması ve boynunu kırması. | Open Subtitles | ما لم تكن تعلمه أنـ... . ـ |
Ama Rus'un bilmediği şey muhasebecisinin güvenli yaşamdan sıkııp tüm yanlış yerlerde heyecan aramaya başladığı. | Open Subtitles | iولكن مالا يعرفه الروسي أن محاسبته قد أصابها بالملل من الحياة الهانئة وتبحث عن الأثارة في جميع الاماكن الخاطئة |
Benim ihtiyar alınmasın ama onun bilmediği şey... | Open Subtitles | لا أقصد إساءة لأبي ...لكن الذي لم يعرفه |
Bölüm'ün bilmediği şey ise içeride bir ortağım olduğu. | Open Subtitles | "الشئ الذي لا تعرفه "الشعبة هو أنني أمتلك شريك في الداخل |