Dünyanın yapacağımız anlaşmayı bilmesine gerek yok. | Open Subtitles | لا يجب أن يعرف العالم الإتفاق الذي سيحدث بيننا |
Evet, hoşlanıyorum ama bunu bilmesine gerek yok. | Open Subtitles | لكنه ليس مضطراً لمعرفة هذا لا أحد يجب أن يعرف |
Biz gideriz, onlar kalır başka kimsenin bilmesine gerek yok. | Open Subtitles | نحن نغادر هم يبقون لا يجب أن يعلم احد آخر |
Bu çocuğun kimden olduğunu bu odanın ötesindeki kimsenin bilmesine gerek yok. | Open Subtitles | لا أحد خارج هذه الغرفة يجب أن يعلم حقيقة نسب هذا الطفل |
Bu arada, Elaine'nin bir şey bilmesine gerek yok. | Open Subtitles | بالمناسبة، (إلين) ليست بحاجة لمعرفة أي شيء |
Özelde, kendi zaman ve mekanımızda izliyebiliyoruz ve kimsenin bizim bunu izlemek için ekrana tıkladığımızı bilmesine gerek yok. | TED | يمكن أن نشاهدها على انفراد، في وقتنا وفضائنا الخاص، ولا أحد يحتاج أن يعرف أبدا متى قمنا بفتح الفيديو ومشاهدته. |
Evet, hoşlanıyorum ama bunu bilmesine gerek yok. | Open Subtitles | لكنه ليس مضطراً لمعرفة هذا لا أحد يجب أن يعرف |
Beni sıkıca tuttu. Kimsenin bilmesine gerek olmadığını söyledi. | Open Subtitles | قام بجذبي، وقال أنه لا يجب أن يعرف أحداً بذلك |
Kimseni Bago'yu sadece 50 santim çektiğimi bilmesine gerek yok. | Open Subtitles | لا يجب أن يعرف أي أحد أني حركت العربة قدمين فحسب |
Söylemek istediğim şey sadece, tüm dünyanın bilmesine gerek olmadığı.. | Open Subtitles | ،أنا أقول فقط ... أنه لا يجب أن يعرف العالم كله بأننا |
Oh, Arthur Doyce ve Clennam, Babamın sizin burada olduğunuzu bilmesine gerek yok ve sizinde farkında olduğunuz gibi küçük arkadaşımızın sır tutacağına tamamen güvenebiliriz. | Open Subtitles | "أو، " آرثر"، " دويس"و " كلينم، لا يجب أن يعرف والدي بأنك هنا و كما تعلم جيدا يمكن الثقة تماما بصديقتنا الصغيرة |
Bizimle bir alakan olduğunu kimsenin bilmesine gerek yok. Kimseye neler olduğunu merak etmesi için şans tanıma. | Open Subtitles | لا يجب أن يعلم أحداً عن علاقتك بنا لا تعطي لأحد الفرصة للتساؤل عما يحدث |
Yiyeceği yerine koy. Burada olduğumuzu kimsenin bilmesine gerek yok. | Open Subtitles | أعد الطعام مكانه، لا يجب أن يعلم أحد أننا كنا هنا |
Kimsenin Hernandez olayı hakkında gerçeği bilmesine gerek yok. | Open Subtitles | لا أحد بحاجة لمعرفة الحقيقة عن تحقيق (هرناندز). |
- Taşları bilmesine gerek yok. | Open Subtitles | -حسنًا. -ليست بحاجة لمعرفة أمر الحجر. |
Kimsenin bilmesine gerek yok. | Open Subtitles | لا أحد يحتاج أن يعرف سوف يكون سر صغير بيننا |
Kimsenin bilmesine gerek olmayan şeyleri eşelemekten başka bir şey yapmıyorlar. | Open Subtitles | إنهم يحفرون الأشياء أشياء لا يحتاج أن يعلم عنها أي أحد |
Eğer bir daha gitmemeni sağlayacaksa kimsenin farklı olduğunu bilmesine gerek yok. | Open Subtitles | لن نخسرك مره أخرى لا يوجد أحد يحتاج إلى أن يعرف بأنك مختلف |
Cesetten kurtulabiliriz, kimsenin bilmesine gerek yok. | Open Subtitles | نحن يمكن أن يتخلص منها الجسم. لا أحد يحتاج إلى معرفة. |
Her şeyi bilmesine gerek yok! | Open Subtitles | ليس عليه معرفة كلّ شئ |
Dünyanın geri kalanının beni aptal gibi gösterişini bilmesine gerek yok. | Open Subtitles | لا أريد أن تعرف بقية العالم أنكِ جعلتينى أبدو مثل الأحمق |
Ve inan bana, İngilizce bilmesine gerek bile yok. | Open Subtitles | وثقي بي، هي لا تحتاج إلى تعلم اللغة الإنكليزية حتى تستطيع التحدث معنا |
Bundan dolayı ölebilirsin. - Kimsenin bilmesine gerek yok. | Open Subtitles | من الممكن أن تموتى بسبب هذا لا أحد بحاجة أن يعرف |
Mutlu olduğunuz sürece bilmesine gerek yok. | Open Subtitles | طالما أنت سعيد، فلا داعي أن تعلم هي بالأمر. |