Asla bilmeyecekler, tamam mı duymadım etmedim. | Open Subtitles | أنصِت. أنصِت. أنصِت إنّهم لن يعرفوا مُطلقاً، إتّفقنا؟ |
Birbirimize ne kadar yakın olduğumuzu hiç bilmeyecekler. | Open Subtitles | أنهم لا يستطيعون أبداً أن يعرفوا كم نحن قريبون حقاً. |
Yani konuşabilecek yaşa gelinceye kadar İranlı olduğunu bilmeyecekler bu şekilde. | Open Subtitles | وكأنهم لن يعرفوا انه ايراني اذا بدا يتحدث |
Böylece nerede olduklarını veya piramidin hangi kısmında çalışacaklarını bilmeyecekler. | Open Subtitles | وبذلك لن يعلموا أين كانوا ولا بأيه منطقة داخل الهرم كانوا يعملون. |
Orada olduğumuzu bilmeyecekler ki. Alarm sistemi bozuldu sanacaklar. | Open Subtitles | لن يعلموا بوجودنا هناك سيظنون بأن نظام الإنذار تعطّل |
Arkadaşın sandığın birini koruduğunu da bilmeyecekler. | Open Subtitles | وبالتأكيد لن يعرفوا أنك تتستر على شخص آخر تعتقد أنه صديقك |
Artık para alamayacaklar ve sebebini asla bilmeyecekler. | Open Subtitles | لن يتلقوا منهُ أى أموال ولن يعرفوا السبب أبداً |
Asla bilmeyecekler, ve böylece işlerini daha iyi yapacaklar. | Open Subtitles | لن يعرفوا ابدا ، وهذا سوف يجعلهم يقوموا بأعمالهم على أفضل حال |
Eğer çocukların olursa gerçek sigaranın ne olduğunu bile bilmeyecekler. | Open Subtitles | إذا وحين تُرزقين بأطفال، لن يعرفوا حتى ماذا تكون السيجارة الحقيقية. |
Eğer çocukların olursa gerçek sigaranın ne olduğunu bile bilmeyecekler. | Open Subtitles | إذا وحين تُرزقين بأطفال، لن يعرفوا حتى ماذا تكون السيجارة الحقيقية. |
Güvenlik yayını gelene kadar buradan gitmemiz gerek. Asla bilmeyecekler. | Open Subtitles | اذا غادرنا قبل أن يبدأ نظام الأمني بالعمل مرة أخرى, لن يعرفوا ابداً |
Birisi Vali'nin konvoyunun önünü kesmek istese bile Vali'nin konvoyunun nerede olacağını bilmeyecekler. | Open Subtitles | حتى لو رغب أحد بالتحرك ضد قافلة الحاكم، فلن يعرفوا أين يجدونها ... |
Dolores, insanlar çektiğin acıyı bilmeliler... ve senin adını, o güzel adını bir seferde tamamen... temizleyene kadar bunu bilmeyecekler. | Open Subtitles | دولوريس"، الناس يجب أن يعرفوا كم تعانين" ولن يفهموا حتى يعرفون اسمك اسمك البريء دائماً و أبداً |
Yemin ederim, buradan arama yapıldığını bilmeyecekler. | Open Subtitles | أقسم أنّهم لن يعرفوا أنّ البحث من هنا |
Sana söz veriyorum, bu şiddet dolu hayatını hiç bilmeyecekler. | Open Subtitles | أعدك، بأنّهم لن يعرفوا هذه الحياة .. |
Neyin vurduğunu bilmeyecekler. | Open Subtitles | لن يعرفوا ماذا أصابهم |
Chaya'nın halkı yörüngeden ne yaptığımızı bile bilmeyecekler tabii teknolojik açıdan gelişmiş bir ırksalar ve öyle değilmiş gibi davranıyorlarsa daha önce de oldu. | Open Subtitles | لن يعلموا ما نفعل من المدار إلا لو كانوا متقدمين بما يكفى و يدعون عكس ذلك و هو ما سبق حدوثه من قبل |
Ne yaptığını asla bilmeyecekler. Nasıl öldüğünü asla bilmeyecekler. | Open Subtitles | لن يعلموا ما فعلت قطّ، لن يعلموا كيف قضيت نحبكَ. |
Bunu yaptıklarını bile bilmeyecekler. | Open Subtitles | و لن يعلموا حتى بأنهم يقومون بذلك |
Adını bile bilmeyecekler ama Duvar'ın kuzeyindeki isimsiz bir piç, onlar için canını verdi diye hayatta olacaklar. | Open Subtitles | لن يعلموا حتّى اسمكَ... بلّ سيحيون لأن نغلٌ مجهول الاسم شمال السور فداهم بحياته. |
Tamam, Gus. Onları getirenin ne olduğunu asla bilmeyecekler | Open Subtitles | هذا صحيح جاز وبالتالي لا يعرفون ما ينتظرهم |