ويكيبيديا

    "bilmiyorlardı" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • لم يعرفوا
        
    • لم يعلموا
        
    • لا يعرفون
        
    • لَمْ يَعْرُفوا
        
    • لم يكونوا
        
    • لا يعلمون
        
    • لمْ يعرفا
        
    • لم يعرفا
        
    • لايعرفون
        
    • انهم لا
        
    • يجهلون
        
    • يعرفا أنّه
        
    • يعرفوا ما
        
    • يعرفون ماذا
        
    • يعلموا بماهية
        
    Sanki empatinin sözlerini biliyorlardı, ama müziğini bilmiyorlardı. TED وبدا وكأنهم عرفوا الكلمات ككلمات، لكنهم لم يعرفوا معنى التعاطف
    Sadece, zamanın neler getireceğini bilmiyorlardı. TED لأنهم لم يعرفوا كيف سيتغير الطقس بتوالي الفصول والسنوات.
    Ve insanlara onlar hakkında sorular sordum ve evet, bu olayı biliyorlardı, fakat hiç bir şey bilmiyorlardı. Nereden geldiklerine dair, ya da herhangi başka bir şey. TED وسألت الناس عن ذلك ونعم، يعلمون بذلك، ولكنهم لم يعلموا شيئاً، من أين أتت، أو أي شيء.
    Ve bu çekim gerçek katılımcılarla çekildi; ne olduğunu bilmiyorlardı. TED وهذه لقطات مع مشاركين حقيقيين، لا يعرفون ما الذي يحدث.
    Ya ne aradıklarını bilmiyorlardı ya da aldıkları şeyin ne olduğunu kimsenin bilmesini istemiyorlardı. Open Subtitles هم أمّا لَمْ يَعْرُفوا بإِنَّهُمْ كَانوا يَبْحثونَ عنهم، أَو هم لَمْ يُريدوا أي واحد إلى إعرفْ ما هم كَانوا يَأْخذونَ.
    Ama yorum yapan insanlar, sesimin ne kadar farkında olduğumu bilmiyorlardı. TED ولكن هؤلاء الناس الذين علقوا لم يعرفوا كم أنا واعٍ بحال صوتي.
    İşte size Öklit'in paralel postülatını hiç duymamış iki yaratık -- postülata karşı gelmenin imkansız olduğunu bilmiyorlardı, sadece karşı geliyorlardı. TED هنا مخلوقان لم يسمعوا قط بمسلمات اقليدس الموازية لم يعرفوا أنه مستحيل إنتهاكها، وهم ببساطة يحققانها.
    İnsanlar güldü ama benim bildiklerimi bilmiyorlardı. Open Subtitles سخر منى الرفاق و لكنهم لم يعرفوا ما عرفت
    Sen değersiz bir toprak parçasını aldın insanlar ne yaptıklarını bilmiyorlardı ve o toprağı siyah veya beyaz herkesten daha iyi işledin. Open Subtitles لقد أخذت قطعة أرض مهملة وعملتَ مع أناسٍ لم يعرفوا شيئاً عن الأرض و زرعت تلكَ الأرض أفضل من أي شخص
    Wyant Wheeler'daki ortaklar Andrew Beckett'ı kovduklarında onun AIDS'li olduğunu bilmiyorlardı. Open Subtitles الشركاء في ، ويانت ويلر لم يعلموا أن ، أندرو باكت كان به مرض الإيدز عندما طردوه
    Onlar bile benim sisteme bağlı olduğumu bilmiyorlardı. Open Subtitles ثمة شيء واحد لم يعلموا بأمره, أنا مزوّد بأسلاك أيضاً
    Fakat kaçıranlar tekrar geri nereye koyacaklarını bilmiyorlardı. Open Subtitles تم استخدامه لمحاربة المهاجمين لكن المختطفين لم يعلموا
    O şeyi gönderdiklerinde henüz... .. nasıI geri getireceklerini bilmiyorlardı. Open Subtitles الأمر هو عندما أرسلوه، إنهم لا يعرفون بعد كيف يستعيدونه.
    Ya kafaları çok kalındı ya da gerçekten bir şey bilmiyorlardı. Open Subtitles وجماجمهم كانت سميكة جدا وهم لا يعرفون شيء على الاطلاق
    Bu insanlar tam olarak ne istediklerini bilmiyorlardı. Open Subtitles هو تعريف حقيقي للديمقراطية والتسامح هؤلاء الناس لا يعرفون بالضبط ما الذي يريدونه
    Bu sabah köyünüzün adını bilmiyorlardı. Open Subtitles في الصباح، هم لَمْ يَعْرُفوا اسم قريتِكَ.
    Sorun şuydu ki Scud fırlatıcılarının nerede olduğunu bilmiyorlardı. TED المشكلة هي أنهم لم يكونوا يعرفون أين هي قاذفات صواريخ سكود
    Çünkü kendimi yapmaya ikna edebileceğim şeyleri bilmiyorlardı. Open Subtitles لأنهم لا يعلمون ما يمكنني ضبط نفسي على فعله
    Eve geri döndüm ve ailem beni tanımadı. Kim olduğumu bilmiyorlardı. Open Subtitles لقد رجعتُ لبيتي، ولمْ يتعرّف عليّ والديّ، لمْ يعرفا من أكون.
    Sosyal Hizmetlerin nerede olduğunu bilmiyorlardı, ama yardım etmek, hatta bizi oraya götürmek bile istediler. Open Subtitles لم يعرفا مكان الضمان الاجتماعي لكنهما عرضا أن ينقلانا إليه
    Belki de ülkemizin liderleri neye bulaştıklarını bilmiyorlardı. Open Subtitles ربما قادة بلدنا لايعرفون ماهم متورطون فيه
    Henüz bilmiyorlardı, ama onları bekleyen büyük bir görev vardı, destansı bir görev. Open Subtitles انهم لا يعلمون لحد الان لكن كان هناك شئ عظيم مخبئ لهم شئ ملحمي
    Beni neden öldürmediklerini bilmiyorlardı. TED يجهلون لماذا لم يقوم هؤلاء الرجال بقتلي.
    Belki de onlar Dilek Yıldızı'nın sadece belli kişiler tarafından kullanılabileceğini bilmiyorlardı. Open Subtitles ربّما لمْ يعرفا أنّه لا يمكن أنْ يستخدم نجمة الأماني...
    Ölen kişiler kiminle karşı karşıya olduklarını bilmiyorlardı ama biz biliyoruz. Open Subtitles أولائك الذين ماتوا لا يعرفون ماذا يواجهون، أما نحن فبلى
    O, patlayıcı maddeleri çocuklarının ellemesine bile izin verdi... 16 yaşındaki Vincent ve 14 yaşındaki Patrick... işin ciddiyetini bilmiyorlardı, bilemezlerdi. Open Subtitles وقد سمحت هي لأبنائها بحمل المتفجرات... ابنها "فينسنت" ذو الـ 16 عاما و "باتريك" ذو الـ 14 عاما... والذين لم يعلموا بماهية المتفجرات

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد