En yakın bataklığa beş bin kilometre uzakta olduğumuzu saymazsak. | Open Subtitles | نعم، يمكن أن تكوني محقة ما عدا أننا أبعد بثلاثة آلاف ميل عن أقرب مستنقع |
İnanılmaz şeyler bulmak için üç bin kilometre araba sürmek zorunda kaldım. | Open Subtitles | لقد قطَّعتُ ثلاثة آلاف ميل لأجد شيئاً مذهلاً |
Görmek için on bin kilometre yolculuk ettiğiniz yerden sadece biraz ötedeyiz. | Open Subtitles | على بعد مسافة قصيرة من المكان نفسه الذي سافرتي عشرة آلاف ميل لرؤيته |
Bir tek kişiyi bin kilometre karelik bir alanda bulmanın, samanlıkta iğne aramaya benzediği söyledik ama bu doğru değil. | Open Subtitles | كنا نقول أنّ عليهم تحديد مكان رجل واحد في ألف ميل مربّع، إبرة في كومة قشّ لكن ذلك ليس صحيح |
Başka bir kadının kokusunu bin kilometre öteden alırım. | Open Subtitles | يمكنني أن أشم رائحة إمراة أخرى من بعد ألف ميل |
Bu fanatikler de Hakikat sandukasini bir puro kutusu saniyor ve Londra Kraliyet Akademisi bin kilometre uzakta. | Open Subtitles | الذي يعتقد أنها صندوق سجائر والمفتاح الذي يفتحها علي بعد آلاف الأميال بعيدا بداخل الأكاديمية الملكية بلندن |
Ama en çok da seni ve 5 bin kilometre uzakta güvende olacaksın yani bununla uğraşmak zorunda değiliz. | Open Subtitles | لكنكِ تهمينني أكثر. وستكونين آمنة على بُعد ثلاثة آلاف ميل من هنا لذا لن نضطر إلى مواجهة هذا. |
Buradan on bin kilometre uzaklıktaki Hong Kong'a dövüşerek gitsen bile onu eski masum haline çevirebileceğini mi zannediyorsun? | Open Subtitles | أنّك حتى لو إستطعت شق 6 آلاف ميل من هنا إلى "هونغ كونغ" أنّه يمكنك أن تعيدها بريئة كما كانت يوماً ما ؟ |
Buradan 5 bin kilometre ötede kendini bu minnoş vücuttan bir ısırık almak isterken bulursan diye uyarıyorum. | Open Subtitles | إذا وجدت نفسك على بُعد 3 آلاف ميل ...وفي توق شديد لهذا، كما تعلمين |
Beş bin kilometre çok uzun bir mesafe. | Open Subtitles | ثلاث آلاف ميل مسافة طويلة |
Uzaydaki hızı saatte 45 bin kilometre. | Open Subtitles | يتحرك في الفضاء بسرعة تبلغ 28 ألف ميل فى الساعه |
Bir bakıma saatte 200 bin kilometre hızla giderken, aynı anda bale ve roket mühendisliği yapmak gibi bir şey. | Open Subtitles | يشبه رقص الباليه و المناورة بسرعة 125 ألف ميل بالساعة |
Ve doğudaki sahil seksen bin kilometre uzakta. Ve yoldaki beyinsiz, et seviciler de cabası. | Open Subtitles | والساحل الشرقي يبعد 50 ألف ميل مع وجود الكثير من محبي اللحم فاقدي العقول في الطريق |
Işık bir saniyede 300 bin kilometre yol alır. | Open Subtitles | في ثانية واحدة يقطع الضوء 300 ألف كيلومتر أو 186 ألف ميل |
Bir bozuk para gibi. Otuz bin kilometre boyunca! | Open Subtitles | مثل بنس فى دوامة عشرون ألف ميل |
bin kilometre uzakta. | Open Subtitles | إنها على بعد آلاف الأميال من هنا. |
bin kilometre uzakta. | Open Subtitles | على بعد آلاف الأميال |