Çünkü sonunda binden fazla kişiye teşekkür etmem gerekti. | TED | لأنني في نهاية المطاف شكرت أكثر من ألف شخص. |
.Rekor numaraya doğru gidiyoruz. binden fazla mesaj ve arama aldık. | Open Subtitles | لدينا تسجيل عددٍ من الأصوات، أكثر من ألف رسالة نصيّة ومكالمات هاتفيّة. |
Vaat edilen toprakları düşleyen, binden fazla gönüllü oldu... | Open Subtitles | كان هناك أكثر من ألف متطوع من أجل حلم الأرض الموعودة |
Bugüne kadar geçen iki ayda, üç binden fazla insan ortadan kayboldu. | Open Subtitles | في غضون شهرين اكثر من ثلاثة الاف شخص اختفوا |
Belirlenen kırsal alanda, ortalama 200 çiftçiye, aileleriyle beraber binden fazla kişiye hizmet veren bir kırsal alan sorumlusunu işe alıyoruz. | TED | في أي مكان، نعين مسؤول عن المنطقة. يوصل خدماتنا لمائتي مزارع كمتوسط، هذا يعني اكثر من الف شخص يعيش فس اسرهم. |
12 parça gemi. binden fazla asker demek. | Open Subtitles | اثني عشر سفينة، من المحتمل أنهم يتجاوزون الألف رجل |
Bu ülkede 12 binden fazla meslek var. | Open Subtitles | هناك ما يقارب من 12,000 وظيفة في هذه البلاد. |
Bizimle birlikte üçyüz bin asker var ve iki binden fazla savaş gemisi ve büyük tekneler var. | Open Subtitles | لدينا ثلاث مائة ألف من القوات البحرية وأكثر من ألفي سفينة حربية وقارب من مختلف الأحجام |
Herkesi öldüremezler. Profilimde binden fazla kişi var. | Open Subtitles | لا يمكن أن تقتل الجميع لدي أكثر من ألف شخص كصديق |
Bir Tweet attığı an, istediği yere 2 saat içinde binden fazla kişi topluyor. | Open Subtitles | يمكنة أن يرسل بالتويتر ويجعل أكثر من ألف شخص أن يأتوا الى اي مكان خلال ساعتين |
Tüm şehri tahmin edecek olursak muhtemelen günde binden fazla ölüm vardır. | Open Subtitles | إذا قدرنا أستقرائياً المدينة بأكملها، سيكون .هُناك تقريباً أكثر من ألف جثة باليوم |
"Bu mücadele, binden fazla Britanyalı kadının hapsine yol açtı." | Open Subtitles | كانت المعركة التي أدت إلى سجن أكثر من ألف إمرأه بريطانية |
Laboratuvarlarda durmadan çalışan binden fazla doktorum var. | Open Subtitles | هناك أكثر من ألف طبيب يعملون طوال الوقت بمختبراتهم.. |
Bu hafta binden fazla tehdit almışlar. | Open Subtitles | يقولون إن لديهم أكثر من ألف تهديد لهذا الأسبوع |
Sözde zaferinizden sonra, binden fazla İngiliz öldü ve çamurda çürümeye bırakıldı. | Open Subtitles | "بعد ما سميته بـ"نصر وموت أكثر من ألف بريطاني تركوا بالوحل ليتعفنوا |
Üçüncü doğum gününe kadar binden fazla tren türünü ezberlemiştin. | Open Subtitles | بواسطة ميلاده الثالث، كنت قد حفظت أكثر من ألف أنواع مختلفة القطارات، |
Bu, Washington eyaletindeki Hanford mevzisinde bulunan bir nükleer atık depolama ve kapsülleme tesisi. Burada, içinde nükleer atık barındıran ve suyun altına gömülü, 19 binden fazla paslanmaz çelik kapsül var. | TED | هذا هو تخزين النفايات النووية ومرفق التغليف في موقع هانفورد في ولاية واشنطن ، حيث يوجد أكثر من ألف وتسعمائة من كبسولات الفولاذ المقاوم للصدأ المحتوية على النفايات النووية المغمورة بالمياه. |
Yahudilere tüm aile üyelerini kaydettirip büyük şehirlere taşınmaları emredildi. Krakow'a taşradan her gün 10 binden fazla Yahudi geliyor. | Open Subtitles | و كان يجب على اليهود أن يسجلوا اسمائهم و يهاجروا الى المدن الكبرى اكثر من 10 الاف يهودي وصلوا الى كاركوف يوميا |
D Dairesi, G0eth'a Plasz0w'da ve Krak0w Gett0 Katliamında öldürülen 10 binden fazla Yahudi'nin cesetlerini çıkarıp yakma emrini verdi. | Open Subtitles | طلبت الادارة النازية من القائد جوز نبش قبور 10 الاف جثه يهوديه كانوا قد قتلوا في بلازو و في الجيتو اليهودي ثم حرقهم |
MR ise binden fazla. | TED | بالمقارنة مع اكثر من الف صورة بواسطة الرنين المغناطيسي |