Duvarda, gardiyanların bana da anlattığı bir çatlak var. | Open Subtitles | هناك شق في الحائط أخبرني عنه أحد الحراس |
Suyun önce ana kayalara, oradan da okyanusa ulaşmasının muhtemel bir yolu buz yarığı veya buzda bir çatlak olabilir. | TED | هنالك طريقة واحدة للماء كي يصل إلى الصخر الصلب ومن هناك إلى المحيط هي عن طريق شق جليدي أو صدع (شق) في الجليد |
Çünkü onca zaman sonra etrafındaki duvarda bir çatlak açıldı ve bana o şekilde baktın. | Open Subtitles | لأنه كلما وجد صدع في ذاك الجدار رمقتِني بهذه النظرة |
Bu, Dünya'nın yüzeyinde yüzlerce kilometre uzanan bir çatlak. | Open Subtitles | إنها صدعٌ في سطح الأرض يمتد لمئات الكيلومترات. |
Evrende minicik bir çatlak kaldı ve kapanmak üzere. | Open Subtitles | بداخل التارديس لا تزال هناك ثغرة ضئيلة ... باقية في الكون |
Fakat bu radikal yeni teorinin zırhında küçük bir çatlak vardır. | Open Subtitles | تحتوى صدعاً فى درعها. لاتجربة يمكن أبداً أن تفحص |
Hassas bir enstrümandaki gereksiz gıcırtı gibiler. - Mercekteki bir çatlak gibi. | Open Subtitles | كل المشاعر بغيضة بالنسبة إلي إنها كحبة الرمل في آلة حساسة |
Oh, benden senin zamanda bir çatlak bulduğuna inanmamı istiyorsun? | Open Subtitles | اوه,و أنت تريدنى أن أصدق أنك وجدت شق فى الزمن |
Pilot motorda bir çatlak olduğunu, ama yine kalkacağını söyledi. | Open Subtitles | الطيار يقول ان هناك شرخ فى المحرك ولكنه سيقلع رغم ذلك. |
Tavanda bir çatlak var. | Open Subtitles | هناك شق في السقف |
Otoparkta bir çatlak var. | Open Subtitles | هناك شق في مكان الوقوف |
Iııı... omurgada koca bir çatlak var | Open Subtitles | هناك . . هناك شق في الهيكل |
Zahmet etme. Rastgele bir çatlak meydana geldi oturma odasında, bu yüzden müteahhiti aradım, ve tahmin et ne bulduk? | Open Subtitles | لا داعي للاعتذار، لقد حدث صدع في جدار غرفة المعيشة، لذا هاتفت المقاول |
Kalemin ucunda bir çatlak var ve ofisinden aldığımız kaleminle eşleşti. | Open Subtitles | ، يتواجد صدع في الحبر هُناك ويبدو أنه يُمثل تطابق تام من قلم التقطناه من مكتبك |
Gözleri kanlanmıştı, elleri titriyordu... ve sesinde daha önce duymadığım bir çatlak vardı. | Open Subtitles | عينه كانت محتقنة بالدم، ويديه ترتعد... وكان يوجد صدع في صوته لم اسمعه ابدا من قبل. |
Şurada kafamın üzerindeki destek kirişinde bir çatlak var. | Open Subtitles | هنالك صدعٌ في الدعامة فوق رأسي مباشرةً |
Evrende minicik bir çatlak kaldı ve kapanmak üzere. | Open Subtitles | لا تزال هناك ثغرة ضئيلة ... باقية في الكون وهي على وشك أن تغلق |
Evet. Geçitte bir çatlak açıyor ama açık tutacak yeteri kadar güce sahip değiliz. | Open Subtitles | نعم، إنّه يفتح صدعاً في البوابة، لكننا لا نملك الطاقة الكافية ليبقى مفتوحاً. |
Hassas bir enstrümandaki gereksiz gıcırtı gibiler. - Mercekteki bir çatlak gibi. | Open Subtitles | كل المشاعر بغيضة بالنسبة إلي إنها كحبة الرمل في آلة حساسة |
Doğu Nehrinin altında bir çatlak bulmak... | Open Subtitles | ايجاد شق فى الزمن تحت النهر الشرقى |
Kabuğunda bir çatlak bulacak içeri sızacak ve sonra gezegende kimsenin ulaşamayacağı tek bir sinirine dokunup onu yolmaya başlayacak. | Open Subtitles | سوف تجد شرخ فى صدفتك سوف تنزلق للداخل و تبدأ بإقتلاع عصب واحد لا يمكن أن يصل له شخص على الكوكب |