Birini dağcı olarak seçeriz sonra onu öldürüp cesedini bir çukura atarız. | Open Subtitles | نختار شخصاً كي يكونا رحالاً بعد ذلك نقتله ونلقي بجثته في حفرة |
Bunlardan 120 tanesinin olduğu bir çukura yürüyüp, sonra da doğru kararı verdiğinizi umarsınız. | TED | تخوص في حفرة تحتوي على 120 منهم، وتأمل أنك اتخذت القرار الصحيح. |
Sersemlerin ulaşamayacağı bir çukura batmak istiyorsun. | Open Subtitles | في حفرة حيث إحتقار الحمقاء .لا يصلك فيها |
Adamın biri kızın cesedini bir çukura atar. | Open Subtitles | يهجر رجلٌ جثمان فتاةٍ في خندق. |
Onu uzun bir süreliğine derin bir çukura gömmek kadar beni hiçbir şey mutlu edemez. | Open Subtitles | لا شئ سيجعلنى أسعد من أن أدفنه بداخل حفرة عميقة جداً لمدة طويلة جداً |
Peki ateş dolu bir çukura düşüp sonsuza kadar yanmak ister misin? | Open Subtitles | وهل تريدين أن تهوي في حفرة من النار وتحترقي مخلّدة فيها؟ |
Ve beni pis bir çukurun içine at. Hiçbir erkeğin vücudumu göremeyeceği bir çukura. | Open Subtitles | وألقي بي في حفرة كريهة حيث لا تنظر إلى جسدي عين رجل |
Yaşlı adamı bir çukura atmalarını mı tercih ederdin? | Open Subtitles | كنت لتُفضل لو أنهم قاموا فقط برمي الرجل العجوز في حفرة |
Küçücük bir çocuk o! bir çukura düşebilir, timsahlara av olabilir. -Ya polisler yakaladıysa? | Open Subtitles | ذلك الصغير، قد يكون سقط في حفرة أو أكلته وحوش ضارية، أو أخذته الشرطة |
Neden gizli bir kapıdan, ateşten bir çukura düşecekmişim gibi hissediyorum. | Open Subtitles | لماذا أشعر وكأنني أنا على وشك السقوط من خلال الباب المسحور في حفرة من النار؟ |
Onu bize gelmesi için yemleyeceğim ve güzel yüzünü bir çukura atıp çürümeye bırakacağız. | Open Subtitles | سوف نستدرجه الى هنا وسوف نزجّ بوجهه اللطيف في حفرة ما هنا. |
Geçmişi geçmişte bırakmanın en iyi yolunun kafasına sıkıp onu derin bir çukura gömüp üstüne toprak örtmek olduğuna derinden inananlardanım. | Open Subtitles | أنا مؤمن كبير بأن أفضل طريقة لتجاوز الماضي هي إطلاق النار على رأسه أن ندفنه في حفرة عميقة وأن نسكب محلول القلي فوقه |
Zahmet etme. Ben gidip bir çukura otururum, öldüğümde de size iş çıkmaz. | Open Subtitles | لاتتعب نفسك سوف أذهب لأجلس في حفرة في الأرض |
Bu, toprakta kazılmış bir çukura atın adımını atmasıyla son buldu. | Open Subtitles | أنتهى ذلك عندما تعثر الفرس في حفرة حفرت في التراب |
Onu bulduğumda o kadar derin bir çukura gömeceğim ki bir daha asla gün ışığı göremeyecek. | Open Subtitles | عندما أجده, سوف أقوم بدفنه في حفرة عميقة جداً,سوف لن يرى ضوء النهار أبداً |
Tembelliğin cezası, yılanlarla dolu bir çukura atılmaktır. | Open Subtitles | عقوبة الكسل يتم عن طريق ألقائه في حفرة الأفاعي. |
bir çukura düşmüş olabilir veya bataklığa batmış olabilir. | Open Subtitles | قد تكون عالقة في حفرة في مكان ما أو رملاً متحركاً |
Arabam bir çukura girdi. | Open Subtitles | لقد سقطت سيارتي في خندق |
- Ben bir çukura sıçmam! | Open Subtitles | - ! لن أتغوط في خندق |
- Belki de bir çukura düşmüştür? | Open Subtitles | - وماذا إذا سقط في خندق ؟ - |
- Evet ve öldürülüp bir çukura atıldı. | Open Subtitles | وذلك ما تسبب في مقتلها ! والإلقاء بها بداخل حفرة (جونيور) |