Fakat gerçek şu ki ilk hangi bilgenin dediğinin önemi yok çünkü bilgenin verdiği bir öğüt, bugün bile geçerli. | TED | لكن الحقيقة أنه لن يؤثر من هو الحكيم الذي قالها أولا لأنها ما زالت نصيحة حكيمة حتى في يومنا هذا. |
Her şeyden uzaklaşmak istediğinde, senin iyiliğin için küçük bir öğüt: | Open Subtitles | و حين تخرج من هذا كله هناك نصيحة من اجل سلامتك |
Bu yüzden sana dostça küçük bir öğüt vermeme aldırmazsın umarım. | Open Subtitles | لذا أَتمنّى أنك لن تمانع أن أعطيكَ نصيحة ودودة |
Bırak da sana çok pahalı bir öğüt vereyim... beladan uzak duracağın bir yere git. | Open Subtitles | دعْني أَعطيك نصيحة غالية جداً إذهبْ إلى أي مكان حيث يُمْكِنُ أَنْ تَبتعدَ عن المشاكلِ |
Mağriplinin kalbini kazanmak için dürüst ve mantıklı bir öğüt verdiğime göre nasıl alçak oluyormuşum? | Open Subtitles | . كيف اكون وغدا. عندما انصح نصيحة سهلة و خالصة كهذه و سهلة التحقيق و وسيلة لكسر غضب المغربي و استعطافه؟ |
Sana bir öğüt vermek istiyorum. | Open Subtitles | أحاول أن أعطيك نصيحة. هل تستطيع التوقف عن ذلك؟ |
Dinle Roz. Sana küçük bir öğüt vereyim. | Open Subtitles | إستمعْ، تَركَني أَعطيك فقط نصيحة صَغيرة واحدة. |
- buddy ile konuşurken bana bir öğüt verdi... | Open Subtitles | عندما كنت اكلم دكتور ريدال فى التليفون. قال لى نصيحة |
Bu iyi bir öğüt. Çünkü söyleyeceklerin mahkemede aleyhine delil olarak kullanılacaktır. | Open Subtitles | هذه نصيحة جيدة لأن كل شيء تقولينه يمكن ان يستخدم ضدك في المحكمة |
Sadece, küçük finansal bir öğüt veriyordum. | Open Subtitles | تعرفين. كنتُ أحاول أنْ أسدي لكِ نصيحة مالية، هذا كلّ ما في الأمر |
Benden sana bir öğüt, | Open Subtitles | نصيحة صغيرة، لا تشرب الكثير من هذه مع المدعوّين أصحابك |
Böyle bir öğüt, kısa yaşamımda bir mucizeydi. | Open Subtitles | نصيحة كهذه، إنّها معجزة أنّي عشتُ الفترة التي عشتها |
Ne güzel bir öğüt. "İsimsiz Âlkolikler" de arkadaşlarım var. Onlar sadece âlkolik. | Open Subtitles | ـ هذه نصيحة جيدة ـ لدي أصدقاء في حالات الإدمان ، إنهم كحوليين فقط |
İşe ilk başlarken, bana harika bir öğüt verilmişti. | Open Subtitles | عندما بدأت العمل لأول مرة حصلت على نصيحة عظيمة |
Barmen sana bir öğüt verdiğinde ona bahşiş bırakmana gerek olmadığını duymuştum. | Open Subtitles | سمعتُ عندما يقوم ساقي الحانة بأعطائك نصيحة لا يتوجب عليك أن تعطيه المال |
Bu yeni katılanlara bir öğüt olacaktır. | Open Subtitles | فيما لو قدمت نصيحة لأحد الشبان فإن هذه نصيحتي له |
Sana iyi bir öğüt vereyim: Bana asla laf etme. Asla! | Open Subtitles | سأعطيك نصيحة جيدة، لا تتحـدث معي، أبـداً! |
Bir sonraki hayatın için sana bir öğüt: | Open Subtitles | سأمنحك نصيحة تنفعك في العالم الآخر |
Size bir öğüt - parmaklarım uyuşmadan önce - soygunlarınızı baştan planlasanız iyi olur! | Open Subtitles | فقط نصيحة -قبل ان تنام اصابعي - ربما عليكم ان تخططوا للسرقة سلفاً! |
Max, buraya gel. Küçük bir öğüt vereyim. | Open Subtitles | ماكس ، تعال هنا دعني اعطيك نصيحة صغيرة |
Bana bir öğüt ve bir broşür verdi ama bu demek değil ki... | Open Subtitles | اعطاني عظة وكتيب، لكن ذلك لا يعني.. |