Bir öğleden sonra, kiraz almak için bir dükkana daldılar dükkan sahibi telefon görüşmesi için arka tarafa gidince elini tutmak için harekete geçti. | Open Subtitles | في ظهيرة أحد الأيام دخلوا لمحل ليشتروا بعض الكرز حين خرج صاحب المحل ليتلقى هاتفاً في الخلف، لم يستطع أن يقاوم أن يمسك بيدها |
Bir öğleden sonra alışverişte Vicky ve Doug, Adam Tabachnick ve Sally'le karşılaştılar. | Open Subtitles | و هما يتسوقان في ظهيرة أحد الأيام فيكي و دوع التقوا بآدم توبتشنيك و سالي |
Vicky ve Doug için hayat, tahmin edildiği gibi sürdü ta ki Bir öğleden sonra beklenmedik bir şey gerçekleşene kadar. | Open Subtitles | الحياة استمرت كما هو متوقع بالنسبة لفيكي و دوغ إلى أن حدثت في ظهيرة أحد الأيام لحظة غير متوقعة |
Bir öğleden sonranı, bir gününü burada geçir. | TED | اقضي فترة الظهيرة أو اقضي يوما، تحدث الى أي شخص تريد. |
En azından Bir öğleden sonrası, daima bir sisin sütten bir bariyer gibi kayacağını umabilirsin. | Open Subtitles | وفى فترة الظهيرة دائماً على الاقل تتوقع أن تجد عندما أنت أقلّ تَتوقّعُه موجات من الضباب تكون حاجزاً |
Topun vurulduğu yerde çok güzel Bir öğleden sonra yaşıyoruz ta ki Hernandez şu hatayı yapana dek: | Open Subtitles | نحن نستمتع بأمسية جميلة في مدرجات الملعب... عندما تسبّب خطأ جسيم من (هيرنانديز... )... |
2013 yazı, Bir öğleden sonra, DC polisi bir adamı şüpheli ve potansiyel tehlikeli göründüğü için tutukladı, sorguladı ve aradı. | TED | بعد ظهر أحد الأيام الصيفيّة في عام 2013، اعتقَلَت واستجوبَت وفتشَت شرطة واشنطن رجلاً والذي بدا مشبوهًا ويحتمل أن يكون خطرًا. |
Bunun çok hoş Bir öğleden sonra olması sebebiyle sana görücüye gelmeye karar verdim. | Open Subtitles | بما ان هذه امسية خاصة لقد قررت ان اطلب يدك للزواج |
Peki ya Cristina, Maria Elena'nın Bir öğleden sonra Juan Antonio'yla sevişmesine bozulmadı mı? | Open Subtitles | هل كانت كريستينا موافقة أن يمارس ماري إيلينا و خوان أنطونيو الحب في ظهيرة أحد الأيام؟ |
Bir öğleden sonra, bacaklarını biraz aralamasını istedim. | Open Subtitles | في ظهيرة أحد الأيام، طلبتُ منها أن تفتح ساقيها أكثر. |
Bir öğleden sonra Pondicherry'de bir kafede kaybımın yasını tutuyordum ki yan masamda oturan yaşlı bir adam benimle sohbet etmeye başladı. | Open Subtitles | كنت أجلس في مقهى في بوندشيري ...في ظهيرة أحد الأيام أنعى خسارتي عندما بدأ العجوز على الطاولة ...المجاورة في محادثتي |
1909'da Bir öğleden sonra, | Open Subtitles | بعد ظهيرة أحد أيام عام 1909 |
Git de ona,bütün Bir öğleden sonrayı beraber geçireceğimizi söyle. -Bugün mü? | Open Subtitles | إذهب وأخبرها بأننا سنقضي طوال فترة الظهيرة مع بعض |
Hatırladığım kadarıyla da bütün bu dergiyi Bir öğleden sonrada yapmıştın, çünkü senin için çok önemliydi. | Open Subtitles | كما اتذكر، لقد استطعتما عمل المجلة خلال فترة الظهيرة لأنها كانت مهمة بالنسبة إليكما |
Topun vurulduğu yerde çok güzel Bir öğleden sonra yaşıyoruz ta ki Hernandez şu hatayı yapana dek: | Open Subtitles | نحن نستمتع بأمسية جميلة في مدرجات الملعب... عندما تسبّب خطأ جسيم من (هيرنانديز... |
Bunu işte çok uzun kaldığı için almıştı bunu da Bir öğleden sonra çok güzel göründüğümü düşündüğü için. | Open Subtitles | لقد اشترى لي هذا لأنه تغيب عني طويلا في رحلة عمل وهذا لأنه ظن أنني أبدو جميلة في ظهر أحد الأيام |
Her şey, üç yıl kadar önce, yağmurlu Bir öğleden sonrasında başlar. | Open Subtitles | بدا الامر كله في امسية ممطرة منذ ثلاثة اعوام |