İşitme engellileri eğiten bir öğretmen olacağını düşünüyorum çünkü işitme engelliler kendisinin yalnızlığından bile derin bir yalnızlık içerisinde yaşıyorlar. | Open Subtitles | أعتقد بأنها ستُقرر أن تصبح معلمة للأشخاص الذين يعانون من ضعف سمع لأن الأصم يعيش في عزلة عميقة مع ذاته |
Babanın hiç kuşkusuz... iyi bir öğretmen olduğunu bilmiyor musun? | Open Subtitles | ألم تدرك أن أباك معلم جيد؟ بدون شك فى هذا |
Burada öğrenciler bir sınıfa geliyorlar ve yerel bir öğretmen eşliğinde kentteki okullara online bağlanıyorlar. | TED | يأتي هؤلاء الطلاب إلى الفصل، ويشاركهم مدرس من المجتمع المحلي ويتصلون بالمدارس الحضرية من على الإنترنت. |
Eğitimlisiniz, bu kolluk ve gömlek ile bir öğretmen veya postacı olabilirsiniz. | Open Subtitles | أنت مثقف وتستطيع العمل كمعلم في كرجل بريد وترتدي لبس أنيق |
Diğer taraftan, Şili'de bir öğretmen onları destekleyen, bir personelden de azına, 0,3 personele sahip. | TED | على كل حال، الأستاذ في تشيلي، لديه أقل من نصف شخص، ما نسبته 0.3 شخص، يدعمونهم. |
Her çocuk iyi bir öğretmen ve biraz sabırla okumayı öğrenebilir. | Open Subtitles | كل طفل يستطيع التعلم إذا توفر له المعلم الجيد و الصبر |
Ailelerinin bir üyesi, ...bir öğretmen, kapı komşusu, klişe olarak düşünebilirsiniz ama sıklıkla en son şüpheleneceğiniz kişilerden biri. | Open Subtitles | عضو من العائلة استاذ, احد الجيران يبدو امرا مبتذلا ولكنه غالبا الشخص الذي تستبعده |
Nedense bildiği bir öğretmen varmış gibi geldi. | Open Subtitles | أشعر بأنها تريد أن تصبح مُعلمة |
Peter'dan daha iyi bir öğretmen bulmak istersin belki. | Open Subtitles | ربما يجب عليك ِ أن تجدي معلما أفضل من بيتر |
Fakat bunların daha iyi bir öğretmen olmakla ilgisi yok. | TED | لكنه لايهتم أبداً بمدى كونك معلماً متميزاً. |
En sonunda bir piramid fikri aklıma geldi, ancak bunun üzerinde detaylı konuşmaya vaktim yok. Fakat bu fikir, sanırım, daha iyi bir öğretmen olmamda yararlı oldu. | TED | وقد خلصتُ إلى هذا الهرم, والذي ليس لدي الوقت للمرور عليه. لكنه ساعدني, اعتقد, في ان اصبح معلمًا أفضل. |
bir öğretmen sana bilgiler verir. Farklı konuları öğrenmek için dersler alırsın. | Open Subtitles | أي معلّم يعطيك معلومات تأخذ فصول لنتعلّم مواضيع مختلفة |
Bu tarz şeyler pişirdiğimde Julia yanımdaymış gibi hissediyorum bir öğretmen edasıyla. | Open Subtitles | لديك حس جوليا عندما تصنعين أشياء كهذه كـ معلمة و كـ صوت |
Her hafta, erkekler tuvaletinde kanlar içinde dövülen çocuktum, taa ki bir öğretmen hayatımı kurtarana kadar. | TED | كنت ذلك الشاب الذي ضُرب بدموية كل اسبوع في غرفة الاولاد حتى انقذت حياتي معلمة. |
Daha sonra bir yatırımcı, teknoloji içinde bir kadın, bir öğretmen, | TED | بعدها أصبحت مستثمرة، امرأة في التكنولوجيا، معلمة. |
Bizimle konuşmak için zaman ayıran profesyonel bir öğretmen o. | Open Subtitles | أنه معلم محترف والذي فرغ لنا من وقته ليتحدث معنا |
Bence kesin Bay Putnam suçlu. İyi bir öğretmen değil. | Open Subtitles | لقد لاحظت للتو ان السيد باتنوم انه لس معلم جيد |
Ama bence sen hala iyi bir öğretmen olabilir ve sırlarımıza saygı gösterebilirsin. | Open Subtitles | لكن أعتقد بإمكانك أن تكون مدرس جيد وتحترم خصوصيتنا |
Bir kadın olarak itibarımı bana verirken bir öğretmen olarak bütün itibarını yitirmiştin. | Open Subtitles | لاعطائي كرامتي كأمرأة فَقدت كُل كرامتك كمعلم |
Ama bugün 70 yaşındaki yaşlı bir öğretmen... | Open Subtitles | لكن اليوم قام الأستاذ العجوز ذو ال70 عاما |
bir öğretmen, kırk yıllık kariyer süresince 10,000 makale okuyabilir. | TED | المعلم يمكنه ان يقرأ 10,000 مقالة علي مدى 40 عام من التدريس |
Yani, fazlaca yasadışı işlere karışmış bir öğretmen ve öğrencimiz var. | Open Subtitles | أذن .. لدينا استاذ و طالب متورط في مخطط على درجة عالية من عدم المشروعية |
Demek istediğim,bu çocuk gerçekten bir öğretmen olabilir. | Open Subtitles | أعنى ، قد تكون هذه السيدة حقاً مُعلمة |
Endişelenmeyin, iyi bir öğretmen olacağım; destekleyici ve yüreklendirici... | Open Subtitles | سارد على جميلكم هذا ببساطه ساكون معلما جيدا |
Bana Hıristiyan değerlerini aşılamak için... özel bir öğretmen bularak son bir denemede bulundu. | Open Subtitles | حاولت محاولة أخيرة لكي تغرس القيم المسيحية بداخلي .بأن وجدت لي معلماً |
- Bir değeri varsa berbat bir öğretmen değilsin. | Open Subtitles | حسنٌ، إن كان هذا يشكل فارقًا، فأنت لست معلمًا سيئًا. |
Yeni bir öğretmen, bu yüzden. Değil mi Paul? | Open Subtitles | هو معلّم جديد، هذاهو السبب اليس كذلك بول |
Özel bir öğretmen tutarız. | Open Subtitles | سنجلب له مدّرس خصوصي |
Senin gibi bir öğretmen o kadar parayı nereden buldu? | Open Subtitles | من أين لأستاذٍ مثلك أن يأتي بمالٍ كهذا؟ |