Ve şu tek bir öpücüğün karar verme becerimi elimden alacağını biliyorum. | TED | أعرف أن قبلة واحدة تستطيع إلغاء كل قدرتى على إتخاذ القرار |
Kenarında, Wendy'nin sahip olmadığı bir öpücüğün olduğu tatlı, alaycı dudağı vardı. | Open Subtitles | بفمّ هازئ حلوّ كانت ترسم عليه قبلة واحدة لم يكن لويندي ان يحصل عليها |
bir öpücüğün ortalığı bu kadar karıştırabilmesi garip. | Open Subtitles | هي غربةُ كَمْ قبلة واحدة يُمْكِنُ أَنْ تحوّلْ إلى فقط a فوضى. |
İyi bir öpücüktü, belki harikaydı, ama harika bir öpücüğün yakın zamana kadar adımı bilmiyor olsan bile gayet profesyonel olan ilişkimizin önüne geçmesine izin mi vereceğiz? | Open Subtitles | , كانت قبلة واحدة و ربما ممتازة و لكن هل سندع قبلة واحدة التي من ربما أن تكون ممتازة , تقف عائق أمامنا في ما نحاول اقامته و تسمى صداقة بالرغم من انك لم تعرف اسمي إلا مؤخراً؟ |