Daha önce görmediğim kadar parlak bir ışık vardı. | Open Subtitles | كان هناك ضوء يلمع أكثر من أي ّ شيءٍ رأيت في حياتي. |
Az önce evin içinde bir ışık vardı. | Open Subtitles | قبل قليل، كان هناك ضوء في داخل ذلك المنزل |
Farz edelim ki insanları göğe çeken mavi bir ışık vardı. | Open Subtitles | لنقل أنه كان هناك ضوء أزرق يسحب الناس إلى السماء |
Ölümümden sonra, beyaz bir odada uyandım. Parlak bir ışık vardı. | Open Subtitles | بعد موتي, إستيقظت في حجرة بيضاء كان هناك ضوء لامع |
-Parlak bir ışık vardı ve ölmüş babaannemi gördüm. | Open Subtitles | لقد كان هناك ضوء لامع ورأيت جدتي الميتة |
Orada bir ışık vardı, küçük bir ışık lekesi. | Open Subtitles | ... كان هناك ضوء ، بقعة صغيرة من الضوء |
Yüzüne tutulmuş bir ışık vardı. | Open Subtitles | كان هناك ضوء على وجهها |
- bir ışık vardı. | Open Subtitles | ـ كان هناك ضوء. |
bir ışık vardı. Onu takip ettim. | Open Subtitles | كان هناك ضوء. |
bir ışık vardı. | Open Subtitles | كان هناك ضوء |