Bu vahşice cinayetten on gün geçti ve hala bulunmuş Bir şüpheli yok. | Open Subtitles | عشرة ايام مضت منذ تلك الجريمة المؤلمة ومازال لم يعثر على مشتبه به |
Grayson için bu kadar. Artık Bir şüpheli değil. | Open Subtitles | حسنا، كل شيء انتهى بالنسبة لغريسون هو لم يعد مشتبهاً به |
Bizi ateş etmeye zorlamayın! O Bir şüpheli, lanet olsun! | Open Subtitles | سنكون مضطرين لإطلاق النار لا، هى مشتبه بها ، عليك اللعنة |
Komiser Shepard artık Bir şüpheli değil mi? | Open Subtitles | كنت أتسائل, هل تجاهلنا شىء المفتش شيبارد مشتبه فيه? |
Sana amaç ve araçları suça uyan başka Bir şüpheli bulmada meydan okuyorum. | Open Subtitles | أتحداك بأن تتخيلي مشتبهين آخرين لهم وسائل ودوافع تناسب الجريمة |
Partnerim, Bir şüpheli ile bir çingenenin sigara dükkanının camından dalaşıyordu. | Open Subtitles | السنة الأولى بالتحقيقات الجنائيّة، حسناً؟ أمسك شريكي مُشتبه به دافعاً إيّاه لنافذة متجر سحر غجري. |
Ama gerçek şu ki, ...Brenda Dillard hala Bir şüpheli. | Open Subtitles | نعم. حسنا، تظل الحقيقة، بريندا ديلارد لا يزال مشتبه به. |
En azından sen cinayet üretmeye çalıştığında elinde Bir şüpheli oluyor, Eddie. | Open Subtitles | على الأقل أنت تحاول تركيب قضية قتل و لديك مشتبه به معتقل |
- Ama o Bir şüpheli, Vince. - Ve Frost'la ben halledebiliriz. | Open Subtitles | و لكنه مشتبه به يا فينس و فروست و أنا سنتولى أمره |
Bunu sen bilmeliydin. Tat artık Bir şüpheli. | Open Subtitles | يجب أن يكون معلوماً لديك بأنني أعتبره مشتبهاً به الآن |
Görünüşe göre Bir şüpheli var, efendim. | Open Subtitles | أظهر تحقيقنا مشتبهاً به يبدو مناسباً للقيام بالجريمة |
Adamlarımdan biri bir polis memurunu öldürdü ve bizi taciz etmeyi bırakmaları için polise Bir şüpheli vermem lazım. | Open Subtitles | أحد رجالي قتل شرطياً ويجب أن أقدم للشرطة مشتبهاً به لكي يتوقفوا عن إزعاجنا. |
Onun burada bir kurban olduğunu zannediyordum. Şimdi Bir şüpheli olduğunu mu söylüyorsun? | Open Subtitles | لو أنها كانت الضحيّة هنا، لماذا يقولون بأنها مشتبه بها ؟ |
Onun burada bir kurban olduğunu zannediyordum. Şimdi Bir şüpheli olduğunu mu söylüyorsun? | Open Subtitles | لو أنها كانت الضحيّة هنا، لماذا يقولون بأنها مشتبه بها ؟ |
Eğer sürü ile beraber hareket etmiyorsanız, bir Amerikan düşmanı ve dolayısıyla Bir şüpheli haline geliyorsunuz. | Open Subtitles | التغيير الغير محكم إذا لم تمش مع التيار ، فأنت ضد الأمريكيين ولذلك ستكون مشتبه فيه |
Çavuş Bayona alanı aradı ve Bir şüpheli yakaladı. | Open Subtitles | الرقيب بايونا استكشف المنطقة وألقى القبض على مشتبه فيه |
Her Aşağı Dünyalı'yı Bir şüpheli olarak görüyor. | Open Subtitles | إنها تعتبر كل سكان العالم السفلي مشتبهين. |
Şimdi, bu süre içinde Bir şüpheli bulabilirsek teslim edeceğiz. | Open Subtitles | الآن، لو وجدنا مُشتبه به في ذلك الوقت، فالإعتقال من نصيبها. |
Dolayısıyla Bir şüpheli olarak yapabileceğim en iyi şey basitçe doğruyu söylemek. | Open Subtitles | لذا، أفضل فصل عمل للأخذ كمشتبه به لسلمبلي يقول الحقّ. |
...Olay yerinde ve ne yazık ki, henüz Bir şüpheli yok, ama polis etrafı inceliyor. | Open Subtitles | .... هنا في هذا المشهد و لسوء الحظ لا يوجد أي مشتبه بهم حتى الآن |
Yani hani artık Bir şüpheli değilsin ya... | Open Subtitles | أقصد، بما أنّكِ لمْ تعودي مُشتبه بها بعد الآن... |
Hayır, Bir şüpheli kaçtı. Bizi müzikle vurup onu kaçırdılar. | Open Subtitles | لا لقد فقدنا مشتبها به للتو لقد ضربونا بالموسيقي وفقدناه |
Rakiplerinden birisinin, karısı ve 3 yaşındaki çocuğuyla birlikte... öldürmesinden dolayı, bizim yürüttüğümüz bir soruşturmada hâlâ Bir şüpheli durumunda. | Open Subtitles | للمساندة. مازال مشتبهٌ به في ثلاث قضايا قتل نحن نحقق فيهم... |
Yani, üçüncü Bir şüpheli olduğunu mu söylüyorsun? | Open Subtitles | إذاً أنتم تريدون قول أن هناك مشتبه ثالث؟ |
Aslında ben muhtelif yeni Bir şüpheli resmine bakmanızı umuyordum. | Open Subtitles | كنت آمل فعلاً أن تكون على استعداد للنظر في رسم لمشتبه به جديد |
Kocadan bir şey çıkmazsa elimizde yeni Bir şüpheli var demektir, millet. | Open Subtitles | لو اتضح أن الزوج ليس الفاعل فإنّنا نبحث عن مشتبه جديد يا جماعة |
Bütün bunlar sizi başka Bir şüpheli olabileceğine uyandırmalıydı. | Open Subtitles | كان يجب أن تفكرّوا باحتمالية وجود مشتبه به آخر |