Ama dördüncü tür dördüncüden daha korkunç bir şey olamaz. | Open Subtitles | لكن النوع الرابع لا يوجد شيء أكثر رعبً من الرابع |
Webster den öğreneceğiniz bir şey olamaz. | Open Subtitles | لا يوجد شيء مهم، تستطيع أن تكتسبه من مستر ويبستر |
O senin kardeşindi Frank. Bundan daha kişisel bir şey olamaz. | Open Subtitles | لقد كان أخاك يا فرانك ، لا يمكن أن يكون الأمر شخصياً أكثر من هذا |
Sloane ve Derevko'nin genetik araştırmayla ilgilenmesi iyi bir şey olamaz. | Open Subtitles | سلون ودريفكو يحصلان على هم أيدي على البحث الوراثي. ذلك لا يمكن أن يكون جيد. |
Daha önce aramızda bir şey olamaz demiştin. | Open Subtitles | في السابق، قلت لا يمكن أن يحدث شيء بيننا. |
Bu üslerin amacı, batı yarımküreye karşı nükleer saldırı olanağı sağlamaktan başka bir şey olamaz. | Open Subtitles | لا يمكن ان يكون الغرض من هذه القواعد إلا توفير مقدرات ضربة نووية ضد نصف الكرة الغربي |
Demek istediğim aramızda bir şey olamaz çünkü birlikte olmak istediğim tek kişi Sasha. | Open Subtitles | الأمر و ما فيه، لا شيء يمكن أن يحدث بيننا لأن ساشا الوحيدة التي أريد أن أكون معها |
Hayatta, çocuğunu kaybetmekten daha kötü bir şey olamaz. | Open Subtitles | لايوجد فى العالم أبشع من أن تفقد طفلتك |
Benim için ateşli kızları oylamaktan daha asil bir şey olamaz. | Open Subtitles | بالنسبة لي، لا يوجد ما هو أنبل من السعي لتقيم الفتيات الجميلات |
Düşündüm de bana borçlu olman kötü bir şey olamaz, değil mi? | Open Subtitles | تعتقد أنه لا يُمكن أن يكون سيئًا عندما تكون مدين لي، صحيح؟ |
KAN UYMUYOR "Kan uymuyor." Bu iyi bir şey olamaz, değil mi? | Open Subtitles | "لا يوجد دم مطابق" لا يمكن أن يكون أمراً جيداً، أليس كذلك؟ |
Bir kadın için seks yapmak istemeyen bir erkekten daha seksi bir şey olamaz. | Open Subtitles | لا يوجد شيء مثير أكثر من أن هناك رجل لا يحب أن يمارس الجنس |
Genç bir adamın, tatil sırasında hastaneye gelmesi kadar üzücü bir şey olamaz. | Open Subtitles | لا يوجد شيء أكثر حزناً من شاب يأتي إلى المستشفى خلال العطلات |
Çin'de fal kurabiyelerinden daha güzel bir şey olamaz. | Open Subtitles | انه لا يوجد شيء مثل بسكويت القدر في الصين؟ |
Bir düzenbazın kendini kandırmasından daha üzücü bir şey olamaz. | Open Subtitles | لا يوجد شيء أكثر حزناً من أن يقوم محتال بالإحتيال على نفسه |
Ama bu makinenin çıldırmasına bakılırsa, iyi bir şey olamaz. | Open Subtitles | و لكن ، انطلاقا مما تصدره هذه الآلة فهو لا يمكن أن يكون جيدا |
O kadın şu saatle bir şeyler karıştırdı. Bilmiyorum, fakat iyi bir şey olamaz. | Open Subtitles | فهي تخطط لشيء بتلكَ الساعة، لا أعرف ماذا، ولكن لا يمكن أن يكون شيئاً جيداً |
Dosya epey büyük, başka bir şey olamaz. | Open Subtitles | الملف كبير، لا يمكن أن يكون شيئاً غير البطاقة |
Böyle bir şey olamaz. | Open Subtitles | ذلك مستحيل أن يحدث. لا يمكن أن يحدث ذلك. |
Eğer koca aldattıysa, ...ortada eşini baştan çıkarma diye bir şey olamaz. | Open Subtitles | جيد, هذا مانحتاج اليه لا يمكن ان يكون هناك "صرفللعواطفالزوجيه" إذا الزوج كَانَ يخون |