NasıI olsa bir şey yapamazsın. Sadece oturuyorsun ve izliyorsun... | Open Subtitles | لا يمكنك فعل أي شيء حيال هذا الموضوع فقط اجلس وشاهد كل ما يحدث |
Artık onun için bir şey yapamazsın. | Open Subtitles | لا يمكنك فعل أي شيء له الآن |
Onlar için bir şey yapamazsın. | Open Subtitles | لا يمكنك فعل أي شيء من أجلهم |
Onu yakaladılar. Aradıkları adamı yakaladılar. Bana artık bir şey yapamazsın. | Open Subtitles | وجدوا الرجل الذي يبحثون عنه لا يمكنك فعل شيء لي بعد الآن |
Bak Ridley burda işler böyle yürüyor ... ve değiştirmek için bir şey yapamazsın... | Open Subtitles | انظر يا ريدلي الأمور تسير كما هى عليه لا يمكنك فعل شيء لتغييرها |
Hiç düşünme. bir şey yapamazsın. | Open Subtitles | لا، انسَ الأمر، لا يمكنك فعل شيء |
Asla bir tür kriz olduğunu belirtecek bir şey yapamazsın. | Open Subtitles | لا يمكنك في أي لحظة أو أي إشارة بوجود أزمة |
İşte bu yüzden, miras kalmış bir koreografiyle bedenleri yükselen ve alçalan nefes kesici bir şekilde gökyüzüyle kaynaşan, yoğun bir anda, gökyüzüne karşı kanat çırpan koca bir kuşun belirgin şeklini oluşturan bu sığırcıkları işaret etmek dışında bir şey yapamazsın. | TED | وهذه طريقة الكون لا يمكنك فعل شيء سوى الإشارة إلى قطيع الزرزور التي ترتفع وتنخفض كرقصة توارثتها أجسادهم في حشد مكتسحة السماء كالستار وكل ذلك في لحظة مبهرة تشكلت بصورة واضحة لطائر عملاق يحلق ويرفرف في السماء |
- Demek bir şey yapamazsın? | Open Subtitles | لا يمكنك فعل شيء إذن؟ |
Ryan'lara karşı bir şey yapamazsın. | Open Subtitles | ) (لا يمكنك فعل شيء ضدَّ آل (رايان |
Ben olmasam hiç bir şey yapamazsın. | Open Subtitles | بدوني... لا يمكنك فعل شيء... |
Asla bir tür kriz olduğunu belirtecek bir şey yapamazsın. | Open Subtitles | لا يمكنك في أي لحظة أو أي إشارة بوجود أزمة |