Yüzüğünü bulmak istiyorum çünkü bulursam bugün güzel bir şey yapmış olacağım. | Open Subtitles | أريد ان أجد خاتمك لإنني سأكون قد فعلت شيئاً جيداً في اليوم |
Çok ciddi bir şey yapmış olmalısın. Ne yaptın dostum? | Open Subtitles | لابد من أنك فعلت شيئاً جاداً ماذا فعلت يا رجل؟ |
Korkarım ki, bu adam çok kötü bir şey yapmış. | Open Subtitles | أخشى بأن هذا الرجل ربما فعل شيئاً فظيعاً |
İşe yararsa, ülkesi için kahramanca bir şey yapmış olacak. | Open Subtitles | اذا نجح هذا, سيكون قد فعل شيئاً بطولياً لبلاده |
Çok basit. İnsanları önce güldüren, sonra düşündüren bir şey yapmış olmanız gerekiyor. | TED | إنه أنك فعلت شيئًا جعل الناس يضحكون ومن ثَمَّ يُفكرون |
Ona bir şey yapmış olsaydım bile hakkım olurdu be. | Open Subtitles | حسنا، حتى لو فعلت شيئا ،لها سيكون من ضمن حقوقي. |
Yani belli ki hapiste olduğuna göre... annen kötü bir şey yapmış. | Open Subtitles | .. أعني . من الواضح ان أمك فعلت شيء لتستحق الدخول الى السجن لكن أخيك |
Onu öldürmüş olman umurumda değil. Sana kötü bir şey yapmış olmalı. | Open Subtitles | لست أهتم لقتلك لها لا بد أنها فعلت شيئاً ما لك |
Sanki doğru bir şey yapmış gibiyim. | Open Subtitles | هذا يجعلني أفخر بك و يشعرني بأنني فعلت شيئاً صحيحاً |
bir şey yapmış olsaydım ve bu ailemi tehlikeye sokmuş olsaydı ben de şu anda tam olarak senin yaptığını yapardım. | Open Subtitles | لو أني فعلت شيئاً يهدد أمن أسرتي سأشعر بنفس ما تشعر به أنت الآن |
bir şey yapmış olsaydım ve bu ailemi tehlikeye sokmuş olsaydı ben de şu anda tam olarak senin yaptığını yapardım. | Open Subtitles | لو أني فعلت شيئاً يهدد أمن أسرتي سأشعر بنفس ما تشعر به أنت الآن |
Aptalca bir şey yapmış olabilirsin diye düşünmüştüm. | Open Subtitles | حسبتُ أنّكِ ربّما أقدمتِ على فعل شيئاً غبياً. |
Küçük Ben nihayet doğru bir şey yapmış. | Open Subtitles | بين الصغير أخيراً فعل شيئاً صحيحاً |
Sanki yanlış bir şey yapmış gibi davranıyorsunuz. | Open Subtitles | وأنتم تتصرفون وكأنه فعل شيئاً خاطئ |
Ahmak kızın, son derece tehlikeli bir şey yapmış. | Open Subtitles | ابنتك الحمقاء فعلت شيئًا في غاية الخطورة |
Kötü bir şey yapmış olabilirim. | Open Subtitles | ربما فعلت شيئًا خاطئًا |
Ve bir sabah uyanıp da... herşeyi biliyor olsaydım... daha farklı bir şey yapmış olabilirdim diye düşünmeni istemem. | Open Subtitles | وأنا لا أريد كنت أستيقظ في صباح أحد الأيام التفكير في أن إذا كنت تعرف كل شيء ، قد يكون لديك فعلت شيئا مختلفا. |
Hatice oldukça alışılmadık bir şey yapmış, O'na evlenme teklif etmiştir. | Open Subtitles | فعلت شيء غير عادي بالمره لقد طَلبت منه ان يتزوجها |
Eğer sana zarar verecek bir şey yapmış olsalardı, sen fark ederdin bence. | Open Subtitles | أعتقد انك كنتِ لتعلمي لو كانوا فعلوا شيئاً عدوانياً بحق |
Hank böyle bir şapkayı haketmek için iyi bir şey yapmış olmalı. | Open Subtitles | لابد أن هانك قام بشئ جيد ليحصل على قبعة جميلة كهذه |
Hangi akla hizmet böyle bir şey yapmış? | Open Subtitles | -لمً بحق السماء قد يفعل شيئًا كهذا؟ |
Benim işe yaramaz oğlum hayatında ilk defa güzel bir şey yapmış. | Open Subtitles | ابني عديم الفائدة, فعل شيئآ واحدآ جيدآ في حياته |
İnsanların,senin böylesine bir şey yapmış olabileceğini düşündüklerini bilmek,nasıl bir histir tahmin edebiliyorum. | Open Subtitles | لا يمكنني التخيل أن الناس تظن أنكَ فعلتَ شيئاً كهذا |
Sen, o ve Amerika'daki diğer herkes gizlice oy birliğiyle İngilizce dilinin anlamını tamamen değiştirdiyseniz evet, sanırım o zaman "yeni bir şey yapmış" sayılırım. | Open Subtitles | وجميع الآخرين في أمريكا صوّتوا بشكل سرّي وغيّرتوا معنى اللغة الإنجليزية بالكامل، فـ نعم، أعتقد بأني "حقّقت إنجازاً". |