Onunla burada, otelde buluş ve eğer söyleyecek bir şeyi varsa. | Open Subtitles | قابليه هنا في الفندق, و إن كان لديه أي شيء ليبوح به, فحينها... لا أدري, إتصلي بي |
Ama eğer babanın bir şeyi varsa... | Open Subtitles | ولكن إذا كان والدك لديه أي شيء ... |
...çünkü az önce bir muhabire "söyleyecek bir şeyi varsa çıkıp söylemesi gerektiğini" anlattım. | Open Subtitles | لأنني أخبرت صحفية تواً بأنه إذا كان لديها شيئاً لتقوله فما عليها إلا أن تخرج و تقوله |
- Kaybedecek bir şeyi varsa iş değişir. | Open Subtitles | ألا إذا كان لديها شيئاً تخشى خسارته. |
Taşınmak hoşuma gitmiyor olabilir hoşuma giden bir şeyi varsa o da senin kendini beğenmiş suratından uzak olacağım. | Open Subtitles | وربما لا أحب الإنتقال لكن الشيء الوحيد الذي أحبه بشأن هذا هو أنني سأكون بعيدة عن وجهك الشبيه بالفأر |
Baş Kraliçe bunu dile getirmese de onun gururundan daha güçlü bir şeyi varsa da bu hayatta kalma içgüdüsüdür. | Open Subtitles | مع أنّ الأولى لن تعترف بذلك، لكن الشيء الوحيد الذي يعلو على كبريائها هو غريزة البقاء. |