İşte bu sebeple yalan söylemediğini ve kendini adamış bir anne olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | لهذا السبب أعرف أنها أم مخلصة و لا تكذب بشأن ابنها |
Bizi hayal kırıklığına uğratmıştı ama şimdi iyi bir anne olduğunu ispatlayacak. | Open Subtitles | لقد خيبتْ أمـلنا، لكنهـا ستثبتْ مع الأيام القادمة أنها أم جيدة |
Annenin de kötü bir anne olduğunu düşünmüyorum fakat bazı başka işlerle çabalıyor. | Open Subtitles | وأنا لا أعتقد أنها أم سيئة لكنها تكافح مع أشياء أخرى |
Kaç kez, ne kadar kötü bir anne olduğunu söylemesini dinlememek için işten eve dönmedin? | Open Subtitles | كم مرة بقيت بالعمل لأنك لم تطق سماعها تشتكي لك كم هي أم سيئة؟ |
Herkese benim kızım olduğunu ve bekar bir anne olduğunu mu söyleyeceksin? | Open Subtitles | ماذا ستقولين؟ أنكِ ابنتي؟ أنكِ أم عازبة؟ |
Tanıştığımızda iyi bir anne olduğunu anlamıştım. Güvenli bir yerdeler. | Open Subtitles | اول مره شوفتك , عرفت انك ام كويسه. |
Karen Roe, tatlı ve sağduyu sahibi yerel bir iş kadını ve iyi bir anne olduğunu iddia ediyor. | Open Subtitles | كارين رو) تدعى أنها أم و سيدة أعمال محلية لطيفة) و رزينة |
Üzerine gidip onun ne kadar berbat bir anne olduğunu söylememek için kendimi çok zor tutuyorum. | Open Subtitles | يتطلب الأمر كل أوقية من ضبط نفسي كيلا اتقدم وأخبرها كم هي أم فظيعة |
Senin hakkında çok şey duymuştum. Richard, senin ne kadar iyi bir anne olduğunu sürekli anlatırdı. | Open Subtitles | أقصد , (ريتشارد) يتكلم كثيراً عن كيف أنكِ أم عظيمه |
Wendy, seni tanıyan herkes harka bir anne olduğunu bilir. | Open Subtitles | وندي)، جميع من يعرفكِ) يعلم أنكِ أم رائعة |
Ne kadar kötü bir anne olduğunu biliyor. | Open Subtitles | انه يعرف كم انك ام سيئة |
Ne kadar kötü bir anne olduğunu biliyor. | Open Subtitles | انه يعرف كم انك ام سيئة |
İyi bir anne olduğunu söyledi. | Open Subtitles | انها قالت انك ام رائعه |