Şu Corvette'i arada bir kiraya versen? Ya da bir arkadaşına ödünç versen mesela. | Open Subtitles | يمكنك استجائر الحراقة من الحين للآخر أو تعيرها لصديق |
Eski ve hasta bir arkadaşına bir kadeh vermek ister misin? | Open Subtitles | إذاً ما رأيك بشراب لصديق قديم قد أصابه المرض؟ |
Şehir dışına çıkmış bir arkadaşına ait olduğunu söyledi. | Open Subtitles | قال أنها لأحد أصدقائه الذين يعيشون خارج المدينة |
Yalnız başına bir arkadaşına gidebileceğini de düşündüm. | Open Subtitles | و ظننت انه يجب ان يكون قادرا على المشي الى منزل صديق لوحده |
Gördün mü,ne zaman bir arkadaşına ihtiyacın olacağını asla bilemezsin. | Open Subtitles | أترى , لا تستطيعى تحديد الوقت الذى تحتاجين فية إلى صديق |
bir arkadaşına yardım etmek için gelmiş. | Open Subtitles | مما سمعته أثناء رحلته لقد أنقذ أحد أصدقائه في الوقت المناسب |
Bir kadın, kim olduğunu unuttum erkek bir arkadaşına sormuştu, erkekler kadınların ne yapmasından korkar diye... | Open Subtitles | امرأة، لا أذكرها سألت أحد أصدقائها الرجال لمَّ يشعر الرجال أنهم مهددين من قبل النساء |
bir arkadaşına, bir kadını yatağa atmasında yardımcı oluyorsun. | Open Subtitles | أنت فقط تساعد صديق ليحصل على المعاشرة هذا مختلف تماماً |
Hem bu şans ile alakalı bir durum değil bir arkadaşın diğer bir arkadaşına yardım eli. uzatmasıyla alakalı. | Open Subtitles | هذا لا يتعلق بالحظ إنه توسع صديق لصديق آخر |
Vasiyetinde her şeyini bir arkadaşına bırakmış. Ailesine değil, arkadaşına. | Open Subtitles | لأحد أصدقائها في الوصية لم تعطها لفرد من العائلة بل لصديق |
Geçen hafta biri bana annemin, ölmeden yıllar önce bir arkadaşına yazdığı mektupları gönderdi. | Open Subtitles | الأسبوع الماضي شخص ما أرسل لي رسالة كتبتها أمي لصديق لها سنوات قبل مماتها |
bir arkadaşına buraya geleceğini ama farklı bir isimle kayıt yaptıracağını söylemiş. | Open Subtitles | لقد قـال لصديق كـانيتردّدعلىهذا الفندق... لكن تحت اسم مختلف لذا لا أستطيع أن أجده |
bir arkadaşına al salla. | Open Subtitles | لوّحي لصديق لوّحي ككائن إنساني |
ve bir arkadaşına mesaj atıp "Haydi ayaklanmaya gel" der | TED | ثم أرسل لأحد أصدقائه قائلًا: "انضمّ معنا إلى الأحداث." |
Munoz, Irak'tan yeni gelen bir arkadaşına sürpriz parti veriyormuş. | Open Subtitles | (مونوز) كان سيُقيم حفلة مفاجئة لأحد أصدقائه الذي وصل من (العراق). |
Yalnız başına bir arkadaşına gidebileceğini de düşündüm. | Open Subtitles | و ظننت انه يجب ان يكون قادرا على المشي الى منزل صديق لوحده |
bir arkadaşına paket bıraktı, bir başka paketi de postaneye götürdü. | Open Subtitles | أوصلت حزمة إلى صديق ثم أخذت أخرى إلى مكتب البريد |
bir arkadaşına yardım etmek için gelmiş. | Open Subtitles | مما سمعته أثناء رحلته لقد أنقذ أحد أصدقائه في الوقت المناسب |
Bir satıcı söyledi. Chloe de gazeteci bir arkadaşına araştırma yaptırdı. | Open Subtitles | أحد بائعيهم أخبرني ،لذا طلبت "كلوي" من أحد أصدقائها المحررين أن يتحقق من الأمر |
Sen sadece bir arkadaşına yardım etmeye çalışıyorsun. | Open Subtitles | بالنسبة لك فأنت تساعد صديق فحسب |