"bir arkadaş gibi" - ترجمة من تركي إلى عربي

• كصديق
• مثل صديق

İnternete bağlanıp çocuğunuzun sorularını tıpkı bir arkadaş gibi cevaplamak için konuşma tanıma teknolojisini kullanıyor.
حيث تتصل بالإنترنت وتستخدم تقنية التعرف على الحديث لتجيب على أسئلة طفلك، وتتفاعل معه كصديق حقيقي.

Sana söylediğim şey için üzgünüm. Şu an biraz kötü durumdayım ama beni bir arkadaş gibi dinler misin?
فأنا لست بخير الآن لكن إذا أمكنك سماعى كصديق

Seni bir arkadaş gibi evime sokuyorum, insanlarla tanıştırıyorum İhtiyacın olduğunda ödünç para veriyorum.
أرحب بك في بيتي,كصديق. أقدمك للناس أقرضك المال عندما تكون في حاجته

Oturmalıyız ve sen bana bir arkadaş gibi her şeyi anlatmalısın.
نحن يَجِبُ أَنْ نَجْلسَ،وأنت يَجِبُ أَنْ تعامليني مثل صديق وتقُولُيلي الحقَّ.

Yüzüme baka baka bana yalan söyleyen bir arkadaş... ..gibi bir sorun mu?
مثل صديق يقوم بالكذب أمامك مثل هذا النوع

Senden bir arkadaş gibi davranmanı bekliyorum, bir dallama gibi değil.
أتوقّع منك أن تتصرّف كصديق وليس كرجل حقير

Efendim sizi bir patrondan öte bir arkadaş gibi görmeye başladım.
حسناً يا سيدى , انا لا اراك فقط كمدير , لكن كصديق ايضاً

Onunla kirayı paylaştığını ve ve bir arkadaş gibi davrandığını anlattı.
هو يتابع الاعلانات لكي يشاركك الإيجار وانت تعامله كصديق

Aradığın kişiyi ne kadar çok tanırsan ona bir arkadaş gibi davranırsın.
إضافةً لذلك على الواحد أن يعرف كيف يبحثُ على الشئ ؟ وأنت سوف تتفاوضُ معهُ كصديق

Sana bir oğlum gibi davranmış olabilirim Ama asla bir arkadaş gibi davranmadım.
الآن ربما عاملتك كأبن ليّ، لكني لم أعاملك كصديق أبداً.

Ama kanepem de eski ve iyi bir arkadaş gibi, ve eski ve iyi bir arkadaşı... yeni, eski, iyi bir arkadaşla değiştiremem.
لكن أريكتي كصديق قديم وصالح ولن استبدل صديقاً قديم وصالحاً مقابل..

# Adımı çağırıyor sanki eski kaybolmuş bir arkadaş gibi
♪ تنادي بأسمي كصديق ضائع منذ أمدِ طويل ♪

Ben onun cebini dolduran adamın oğluyum bu yüzden dün bana bir arkadaş gibi davranmasını beklerdim.
أنا ابن الرجل الذي يسخى عليه بالأموال لذا إعتقدت بالأمس أنه سيُعاملني كصديق

Seninle bir doktor yerine, bir arkadaş gibi konuşmayı istiyordum.
حسناً . كنت آمل بالتحدث معكِ كصديق

Sana bir arkadaş gibi soruyorum.
أنا اطلب منكِ ذلك كصديق

bir arkadaş gibi olacağım, bir ağabey gibi
سأكون لك كصديق كأخ

Ama benimle bir arkadaş gibi konuşuyor.
لكنه مثار لي مثل صديق.

Sanki bir gölge, gölgemin üzerinde yürüdü bir arkadaş gibi...
مثل ظل يمشي فوق ظلي مثل صديق

-Ya da bir arkadaş gibi.
-ولا حتى مثل صديق

Yakın bir arkadaş gibi.
مثل صديق حميم