Bu sefer postunu kurtarmak için zeki bir avukattan fazlasına ihtiyacın olacak, evlat. | Open Subtitles | ستحتاج هذة المرة لأكثر من محامي متحذلق لتنفذ بجلدك يا صبي |
Şu kendini beğenmiş kolejli tiplere ve yıldızları Simmons'a gününü göstermek için eski bir avukattan iyisi mi olur? | Open Subtitles | أعني، من أفضل من محامي سابق لكي يتغلب على حفنة ممثلي "جامعة المدينة" و "نجم مناظراتهم" المدعو (سيمنز) ؟ |
Hiç zalim bir avukattan boşandınız mı? | Open Subtitles | هل سبق وأن تطلّقتِ من محامي وضيع؟ |
Elbette ki, açığa alınmış bir avukattan yasal bir tavsiye aldığını unutma. | Open Subtitles | بالطبع , انت تتلقين استشارة قانونيه من محام معلق عن العمل |
bir avukattan para sızdırmak çok zor. | Open Subtitles | من الصعب الحصول على المال من محام. |
Jürinin de sahte bir avukattan daha fazla nefret ettiği bir şey varsa, o da dul kadınları ve çocukları soyan bir sigorta şirketidir. | Open Subtitles | ولو كانَ هنالكَ شيء يكرهونه هيئة المُحلّفين ، أكثر من محامٍ محتال فهو أن شركة تأمين .تسرق أرامل وأطفالهم |
- fotoğrafı lazım. - Ne? Yeni belgeler alabileceğim, bir avukattan, gerçek bir avukat. | Open Subtitles | -أعتقد أن بإمكاني الحصول على أوراق من محامٍ حقيقي |
Saati 200 dolarlık bir avukattan mahkemenin atadığı bir avukata en sonunda da cezaevi avukatına kadar düşmüş. | Open Subtitles | {\pos(190,160)} وتحول من محامي 200 دولار في الساعة إلى مدفاع عام وتحول أخيراً إلى محامي في السجن |
- Ah, Alex. Bu bir avukattan. - Ah. | Open Subtitles | "أليكس " , هذه من محامي |
bir avukattan. | Open Subtitles | من محامي |
bir avukattan daha seksi bir şey yoktur. | Open Subtitles | لا يوجد شيء أكثراثارة من محام. |
(Alkış) Ve aynı gün içinde, medeni haklarla ilgili kitap yazan bir avukattan bir telefon aldım. | TED | (تصفيق) ولاحقاً في نفس اليوم، تلقيت اتصالا من محام أخبرني أنه كان يكتب كتاباً عن الحقوق المدنية. |
Bu, buradan bir avukattan geldi. | Open Subtitles | وردتني هذه من محامٍ هنا |