ويكيبيديا

    "bir bıçak" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • سكين
        
    • سكيناً
        
    • سكينة في
        
    • بسكين
        
    • سكينه
        
    • سكّين
        
    • السكين في
        
    • السكّين
        
    • نصل من
        
    • والسكّين
        
    • من السكاكين
        
    • هناك سكينة
        
    • السكين التي
        
    • السكين من
        
    • بسكينة في
        
    Her şeyi büyük özenle yerleştiriyor. Biri kocaman bir bıçak bırakmış. Open Subtitles انها تضع الأشياء بعناية فائقة شخص ما ترك سكين كبير خارج
    Yaraların genişliği ve derinliklerine bakarak bence katil tek taraflı ve yaklaşık olarak onbeş santim uzunluğunda bir bıçak kullanmış. Open Subtitles بُناءاً على عرض و عمق الجروح اود ان اقول ان القاتل استخدم سكين حاد مع نصل بطول 7 انشات تقريباً
    Çok iyi bir bıçak bu. Dikkatli kullanırsan uzun süre dayanır. Open Subtitles هذا سكين جيد، وسيعيش معك طويلاً لو أنك اعتنيت به جيداً
    Sol elinde bir bıçak, sağ avucunda bir kese vardı. Open Subtitles كان يحمل سكيناً في يده اليسرى ومحفظة في يده اليمنى
    Göğsünde bir bıçak vardı. Bilmiyorum. Tatlım? Open Subtitles كان هناك سكينة في صدره لا اعرف
    Eğer yastığının altında bir bıçak saklarsan şeytanlar ve hayaletlerle ilgili kabuslar görmezsin. Open Subtitles إن احتفظتِ بسكين تحت وسادتك لن تري أى كوابيس عن الأشباح والأراوح الشريرة
    Benden o kadar korkuyorsun ki cebine bir bıçak saklamışsın. Open Subtitles كنت خائفة جدا مني أنت قمت بإخفاء سكين في جيبك.
    Sağ tarafımdaki kişide 25 cmlik bir bıçak vardı, dirseğimden aşağı sapladı ve alt ana toplardamarımdan içeriye doğru girdi. TED الرجل على اليمين كان لدية سكين بشفرة 10 بوصة، وجهها تحت كوعي، وارتفعت وقطعت وريدي الأجوف السفلي.
    Beyin bir tek, genel amaçlı bir işlemci olabilirdi. İsviçre çakısı gibi değil de, mutfakta kullanılan bir bıçak gibi örneğin. TED أن يكون الدماغ كتلة واحدة معالجة شاملة للمعلومات أشبه بسكين مطبخ عوض سكين سويسري متعدد الوظائف.
    Ama bir bıçak, bir jilet, bir çekiç ve bir kurşunla bir tabanca da var. TED كما يوجد سكين وشفرة حلاقة ومطرقة ومسدس مع رصاصة واحدة.
    Ama, alttaki müthiş bir bıçak. Japonya'da yapılmış çok fonksiyonlu bir bıçak bu. TED ولكن يوجد تحتها سكين رائعة إنها إحدى سكاكين جلوبال، صنعت في اليابان
    Elimde tuttuğum şeyin bir bıçak olduğunu mu söylüyorsun? Open Subtitles هل تظن ان هذه سكين تلك التى اُمسك بها فى يدى ؟
    Katilin saldırısının odak noktası kadının cinsel organlarıymış, görünüşe göre büyük bir bıçak kullanarak... Open Subtitles كما ترون ، اٍن تركيز هجوم القاتل كان على أعضاء المرأة التناسلية مستعملا على ما يبدو ، سكين كبير
    Albert cebine uzanıyor, bu bahsettiğim lastik bantı çıkarmak için fakat onun yerine bir bıçak çıkıyor. TED ألبرت يضع يده في جيبه ليسحب، كما تعلمون، ليظهر الشريط المطاطي الأسود ولكن ما خرج كان سكيناً بدلاً من ذالك.
    Çocuğunkinin aynısı bir bıçak bulması çok ilginç. Open Subtitles من المثير للاهتمام أن يجد سكيناً مشابهةلسكينالولدبالضبط.
    Ayrıca, elinde bir bıçak olması için bir sebebin olmasını da sağlıyor. Open Subtitles وأيضاً يعطيك عذر بإمساك سكينة في يدك
    Ve içlerindeki pek duygusal, sözde rockçı ibnelerden teki şu kadarcık plastik bir bıçak çıkartıp çöreği ikiye keserek diğer ibneyle paylaştı. Open Subtitles وواحد من أولئك المنحرفين المخيفين هناك سحب سكينه البلاستيكي, وقطع واحد نصفين وتشاركه مع كوب صديقه الأخر
    Meteor taşlı bir bıçak. Open Subtitles إنّه سكّين من حجارة النيزك، غطاؤه من الرّصاص
    Moskova'da böyle bir bıçak bulamazsın. Open Subtitles لا يمكن أن تشتري مثل هذه السكين في موسكو
    Kumaştaki kesiklere bakarsak 15 cm'lik bir bıçak kullanmış. Open Subtitles بناءً على الشقوق في القماش، فإنّ السكّين يقدّر طولها بستّ بوصات
    Öyleyse niye Kurapika'nın kalbine doğrultulmuş bir bıçak var? Open Subtitles إذًا، لمَ ثمّة نصل من النين'' في صدر (كورابيكا)؟ ''
    Sonra da ateş, bir bıçak ve bir anahtar. Beş şey demiştin. Open Subtitles ثمّ النيران، والسكّين والمفتاح
    Sonra yaşlı kadın elinde bir bıçakla bana doğru geldi. Keskin, paslı bir bıçak. Daha önce hiç su ya da güneş yüzü görmemiş gibiydi. TED أتت المرأة تجاهي حاملة سكينا صدئت واحدة من السكاكين الحادة، برتقالية المظهر، لم ترى الماء أو ضوء الشمس من قبل
    Wilson'ı da. Bu kanepenin arkasından geçebilecek bir bıçak. Open Subtitles هذهِ هي السكين التي يمكنها أن تنحني خلف الأريكة
    Şüpheliye ait bir bıçak bulduğun söylendi. Open Subtitles وفقاً للمعلومات الصباحية التي حصلت عليها، لقد أستعدتم السكين من المشتبه به.
    Ona güvendikten sonra beni ancak, sırtımda bir bıçak varken affeder. Open Subtitles انا اثق بها لتسامحني ولو بسكينة في ظهري

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد