Dedikoduya göre, bu barda çalışan biri belirli miktarda, bize ait olan belirli "bir şey" bulmuş belirli bir kamyondan düşmüş belirli "bir şey" ve tanıdığımız belirli bir kişi başka bir belirli kişinin çantayı alıp belirli bir barın arkasına götürdüğünü görmüş ki biz de tam şu anda o belirli bardaki belirli birkaç kişi ile konuşuyor olabiliriz de olmayabiliriz de. | Open Subtitles | هناك اشاعة ان شخص يعمل في هذا البار عثر على شيء يخصنا هذا الشيء قد يكون سقط من شاحنة |
Ben onu severken Nate'le bir barın üzerinde seviştin. | Open Subtitles | لقد اخذتي عذرية نايت علي هذا البار حينما كنت احبه |
Dolu bir barın bir çocuğun akşamlarını geçirmesi için uygun bir yer olmadığını mı? | Open Subtitles | أن هذا البار ليس مكاناً ملائم لطفل بأن يبقى فيه بالليل؟ |
Sydney'de bir barın önünde sokakta bulunmuş. | Open Subtitles | وُجد في زقاقٍ قرب حانةٍ في "سيدني" |