Beyefendi kıyafeti içinde bir berduş. | Open Subtitles | .من الممكن ان يقول القاتل متشرد متشرداً معه بدلة رسمية |
Bir çingeneyle, bir berduş gelmiş. | Open Subtitles | لدينا غجرية و متشرد |
Hiç o kadar mutlu bir berduş görmemiştim. | Open Subtitles | لم أرى أبدا متشرد سعيد جدا |
Oh, zavallı kuzenim Frederich, bir berduş tarafından çarpılmış. | Open Subtitles | أوه , ابن عمي المسكين فردريك غوفل من قبل الهوبو |
Ve bunun anlamı Frederich bir berduş gibi giyinip Will'in kampına giderek botları ve mücevheri Will'in çadırına saklamış olmalı. | Open Subtitles | .مرتديا مثل الهوبو , و أخفي الأحذية و المجوهرة في خيمة ويل |
Süper, ölü bir berduş. | Open Subtitles | -رائع ، متشرد ميت |
bir berduş. | Open Subtitles | متشرد |
Onu sakatladılar ve sonra da suçu işlediler böylece aksayan bir berduş tespit edilebilirdi. | Open Subtitles | جعلوه يعرج و بعدئذ أرتكبوا الجريمة أين الهوبو الأعرج تم التعرف عليه ؟ |
bir berduş gibi çadırda evlenmek istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريد أن يتم زواجي في خيمة كأعراس المتشردين "الهوبو" |
Bu bir berduş ormanı demek. | Open Subtitles | ذلك يعني أننا بقرب دغل الهوبو |