Potasyum klorid, buzlanmayı önleyicinin içindeki bir bileşen mor renkte yanar. | Open Subtitles | كلوريد البوتاسيوم، عنصر في مُزيل الجليد، يُعطي اللون الأرجواني عند الإحتراق. |
Ve son bir şey daha: Henüz bahsetmediğim sürü gibi çalışması gereken bir bileşen daha var. | TED | والأمر الأخير: هناك عنصر آخر يتطلبه العمل بطريقة السرب لم أشر إليه بعد. |
Çok çalışmaları için teşvik etmemiz ve başarısızlığın başarı için gerekli bir bileşen olduğunu anlamalarına yardım etmemiz gerekiyor, aynı şekilde sebatın da. | TED | نحتاج لتشجيعهم على العمل الجاد ومساعدتهم على فهم أن الفشل هو عنصر ضروري للنجاح، كما هو المثابرة. |
Yüksek sıcaklıklarda ısıyı dağıtabilen teorik bir bileşen. | Open Subtitles | وهو مركب نظري قادر على تشتيت الحرارة في درجات حرارة عالية. |
Kararlı ve gerekli bir bileşen. | Open Subtitles | وهو مركب ضروري مستقر. |
Sonra ne ortaya çıkarabilirim diye düşündüğümde başka bir bileşen düşünülmesi gerekir dedim. her ne zaman tabiat hakkında düşünseniz, temel olarak bu genetik evrim içinde umumi biçimin keşfidir. | TED | لذا ، ما فكرت أن أطرحه هو عنصر آخر لا بد من التفكير فيه كلما كنتم تفكرون في الطبيعة ، وهذا في الأساس هو اختراع شكل عام في التطور الجيني. |
Ayrıca oldukça eminim ki optik sinirlerin çapraz birleşme noktası aynı tarafa ait zayıf bir bileşen nedeniyle oldukça kötüleşmiş. | Open Subtitles | و هذا يسبب تلفا في المخ و أنا متأكد أيضا أنها قد أفسدت الرؤية عنده و هي عنصر أساسي |
Gün ışığını yenmen için kanın gerekli bir bileşen. | Open Subtitles | دمائك عنصر مهم للغاية إن كنت تنوي هزيمة ضوء النهار |
Sanırım giysinin üzerindeki kaynak hamlacına elektriksel bir bileşen ekleyip onu bir plazma testeresine çevirebilirim. | Open Subtitles | نحن لن نجعل البدلات تطير عن الأرض أعتقد بأنني أستطيع أن أضيف عنصر كهربائي إلى شعلة اللحام على بدلتك |
Tüm bunların yerli yerinde olduğundan emin oluyoruz, çünkü eğer olmazsa, bu kamu güvenliği ortak çalışması için çok önemli bir bileşen. | TED | نتأكدُ من أن كل تلك الأشياء متوافرة، لأنه من دونها... إنها عنصر حاسم بالنسبة إلى الإنتاج المشترك للسلامة العامة |
Fakat asıl ilginç olan, alt seviye bir bileşen, omurilik ve vücut birlikte hareket probleminin büyük bir bölümünü zaten çözer. | TED | الشيء المثير للإهتمام هو المدى الذي أحدثه عنصر منخفض المستوى وهو الحبل الشوكي، مع الجسد، يمكن أن يحل جزء كبيرا من مشكلة الحركة. |
Çevresel bir bileşen var. | TED | هناك عنصر بيئي |
Eksik olan tek bir bileşen var. | Open Subtitles | هناك عنصر واحد مفقود فحسب |