"bir dönemden" - ترجمة من تركي إلى عربي

• بفترة
• عصيبة
• مر فقط بأمور
• مجرد مرحلة
• إنها تمر
• انه يمر بوقت
• تمر بمرحلة

Çok sağol ya. Çocuk travmatik bir dönemden geçti. Belki değişmiştir.
شكرا جزيلا لقد مر بفترة عصيبة بشكل هائل, ربما أنه تغير

Şu sıralar, etrafımda insanların olmasını istemediğim bir dönemden geçiyorum.
أمر بفترة من حياتي حيث أنا لا يمكن أن أكون حول الناس

Tam 9/11 ertesiydi ve New York şehri zor bir dönemden geçiyordu.
كان هذا بعد الحادي عشر من سبتمبر؛ كانت المدينة تمر بظروف عصيبة.

Biraz zorlu bir dönemden geçiyor ve belki hayatında bir fark yaratırım diye düşündüm.
مر فقط بأمور صعبة وربما أستطيع إحداث فرق في حياته

Geçici bir dönem. Kötü bir dönemden geçiyoruz, o kadar.
هذه مجرد مرحلة يمر يها هذا كل ما في الامر

Şu anda bir dönemden geçiyor.
أنتي تبالغين بردة الفعل , إنها تمر بمرحلة فحسب

Zor bir dönemden geçiyor.
انه يمر بوقت صعب

Hayır, Miranda, dinle, çok kötü bir dönemden geçtiğini biliyorum...
ميراندا، انصتي. أنا أعلم أنك تمرين بفترة صعبة جداً ...

Jeff biraz zorlu bir dönemden geçti ama yarın Bloomingdale'in erkek bölümünde görüşmeye gidecek.
جيف يمر بفترة صعبة ولكن لديه مقابلة عمل مهمة غداً في قسم الرجال في شركة بلوميز

İlaçlarımın dozunu ayarlamaya çalışırken kötü bir dönemden geçiyordum.
كنت أمر بفترة سيئة حينها عندما كنت أحاول ايجاد التوازن الصحيح بين أدويتي

Zor bir dönemden geçerken onlardan uyuşturucu alırdım.
عندما كنت أمر بفترة عصيبة من حياتي. كان ذلك منذ سنوات عديدة.

Zor bir dönemden geçtiğini biliyorum ama başa çıkmanın yolu bu değil.
أعلم أنه يمرّ بأوقات عصيبة لكن ليست هذه هي الطريقة للتعامل معها

Evet, insanlar hala çok ama çok zor bir dönemden geçiyorlar.
حسنا , الشعب ما زال لديهم اوقات عصيبة جدا جدا

İnsanlardan şunu anlamalarını rica ediyorum, kararı aşırı buluyorsanız sebebi çok zor bir dönemden geçtiğimiz içindir.
سأطلب من الناس تفهم ذلك إذا كان قرار حازماً نحن نعيش بأوقات عصيبة

Yapmayın! Lily eşcinsel değil. Muhtemelen bir dönemden geçiyordur.
بالله عليكم، ليلي ليست مثلية الجنس إنها غالبا مجرد مرحلة

Zaten zor bir dönemden geçiyor, üstüne gidip daha da zorlaştırmak istemedim.
إنها تمر بوقت عصيب. لم أرد أن أزيده حِدة.

Boşandığı için zor bir dönemden geçiyor.
انه يمر بوقت صعب بسبب طلاقة

Çok kötü bir dönemden geçiyor. Eskiden çok eğlenceliydi.
تمر بمرحلة عصيبة و قد إعتادت أن تكون إنسانة مرحة.