Hepsi doluydu. Ve üç saat sonra bir düğüne gitmem gerekiyor. | Open Subtitles | ولدي حفل زفاف بعد 3 ساعات هل تستطيع إحداكن العمل علي؟ |
Salı günü bir düğüne katılacak ve sonra da şehirden ayrılacak. | Open Subtitles | انه سوف يكون في حفل زفاف يوم الثلاثاء ثم سيغادر البلاد |
Yakın zamanda bir düğüne katıldım, genç ve güzel bir kadınla karşılaştım bana hemen seçimi ile kaygısını anlatmaya başladı. | TED | مؤخرًا حضرت حفل زفاف حيث التقيت بامرأة شابة وجميلة التي بدأت على الفور بالحديث عن قلقها حيال اختياراتها |
O bir kadın, bir yardım vakfı işletiyor ve bir düğüne katıldı. | Open Subtitles | إنّها امرأة، وهي تدير منظمة غير حكومية لقد حضرت حفل زفاف |
Ama sırf ben bir düğüne yalnız gitmek istemediğim için mi tüm bunları riske atacaksın? | Open Subtitles | ولكنك ستخاطر كثيرا لأنني قلت بأنني لا أود الذهاب للزفاف وحيـده؟ |
Kendisinin görevli olduğu bir düğüne gittik. | Open Subtitles | ذهبت الى زفاف كانت تعمل به |
12 yaşındayken annemle babam bir düğüne gitmişti. | Open Subtitles | حينما بلغت الثانية عشرة, ذهب والداي إلى حفل زفاف. |
Yazın Juarez'de bir düğüne gittim ve Frida'yla tanıştım. | Open Subtitles | في الصيف ، ذهب إلى حفل زفاف في خواريز وقابلت فريدا |
Bu sana beni azarlamak için bir düğüne davetsiz gelme izni mi veriyor? | Open Subtitles | لاأظهر في حفل زفاف غير مدعوا وتعاقبيني أوه، من أجل الله، ألبرت |
Ama davet edilmediğin bir düğüne gelmen... | Open Subtitles | ولكن أن أظهر فجأة ومن دون دعوة... في حفل زفاف |
Kandahar'da bir düğüne gidiyorlar. | Open Subtitles | انهم ذاهبون لحضور حفل زفاف في قندهار |
Evlenmeyeceksen, kız arkadaşını asla bir düğüne götürme. | Open Subtitles | لن تتزوج أبدا أول شيء يجب أن تتعلمه... لا تأخذ صديقتك إلى حفل زفاف |
Seninle bir düğüne mi gelmemi istiyorsun? | Open Subtitles | تريدنى أن أذهب إلى حفل زفاف معك؟ |
Hindistan'a bir düğüne katılmak için gelen. | Open Subtitles | وجاء إلى الهند لحضور حفل زفاف. |
Bu sana beni azarlamak için bir düğüne davetsiz gelme izni mi veriyor? | Open Subtitles | -وهذا يمنحك الإذن للظهور في حفل زفاف بدون دعوة لعقابي |
Geçen gün, kuzey Namibia'da, Angolan sınırının 30 km kadar doğusunda 200 nüfuslu bir köyde bir düğüne gitmek nasip oldu. | TED | كان لي شرف الذهاب الى حفل زفاف في احد الأيام في شمال "ناميبيا"، عشرين ميلا أو نحو ذلك إلى الجنوب من الحدود "الأنغولية" في قرية مكونة من مئتي شخص. |
Benimle bir düğüne geliyordu. | Open Subtitles | وكان يحدث معي لحضور حفل زفاف. |
- bir düğüne gelen arkadaşlar. | Open Subtitles | ؟ أصدقاء ذاهبون الى حفل زفاف |
Ama sırf ben bir düğüne yalnız gitmek istemediğim için başına bir şey gelirse, kendimi bir daha asla affedemeyebilirim. | Open Subtitles | ولكن ،لو حدث أي ســوء لك لأنني لم أرد الذهاب للزفاف وحيـده، لن أكون قادرة على مسامحة نفسي أبدا |
- Nereye gidiyorsun? - İkimiz bir düğüne gidiyoruz. | Open Subtitles | الى اين تذهبين سنذهب انا وانت للزفاف |
Tamam, bir düğüne gitmek istiyorum. | Open Subtitles | حسنا,علَي أن اذهب الى زفاف |