Üretim araçlarının, çevreye tedarik zincirleri ve yeni alakalı DIY yapımcısı kültürü, daha büyük bir dağıtım yapay kıtlığı aşmak için umut olabilir. | TED | و توزيع اكبر لوسائل الإنتاج، سلاسل التوريد السليمة بيئيا ، و ثقافة جديدة لـ اصنع بنفسك يمكن أن نأمل في تجاوز الندرة المصطنعة. |
Sonsuzluk , sıfır. Bu durumda kendimizi şu fikirle sınadık: Ya piyasanın çok ucuz olduğu Çin'de bir dağıtım merkezi kurarsak ? | TED | في هذه الحالة بالذات، تحدينا أنفسنا بفكرة: ماذا لو اضطررنا لبناء مركز توزيع في الصين، حيث السوق منخفض التكلفة؟ |
Ansiklopedi işi, deri kaplı kitapların olduğu günlerde sadece bir dağıtım işiydi. | TED | موسوعة الأعمال في أيام الكتب الجلدية كان في الأساس أعمال توزيع. |
Bu çok platformlu bir dağıtım olacağı için tüm malların siparişiyle ilgili... | Open Subtitles | هذا إصدار متعدد، لذا أريد تقريراً مفصلاً. |
Bu çok platformlu bir dağıtım olacağı için tüm malların siparişiyle ilgili... | Open Subtitles | هذا إصدار متعدد، لذا أريد تقريراً مفصلاً. |
İkiz kardeşim belgesel yapımcısı ve ilk filmlerinden birinde bir dağıtım şirketinden teklif aldı. | TED | أخي التوأم مُخرج أفلام وثائقية، وحصل على عرض من شركة توزيع لأحدى أول أفلامه. |
Etkili olmak için çok geniş bir dağıtım sistemi geliştirmelisiniz. | Open Subtitles | و لجعلها فعالة تحتاج لتطوير نظام توزيع ضخم |
Karşılığında makul bir dağıtım ücreti alacağız. | Open Subtitles | وفي المقابل، سوف نحصل على حصة توزيع متواضعة. |
Bana, sizin gelişmiş bir dağıtım şebekeniz olduğunu söyledi. | Open Subtitles | لقد أخبرني أنه لديك نظام توزيع محكم |
Muhtemelen, yakın bir zamanda etrafı kolaçan etmek amacıyla belli bir dağıtım merkezine ziyarete gidecek. | Open Subtitles | قريباً، ربما... في المستقبل القريب، سيذهب في جولة إلى مركز توزيع معيّن، |
Barış yapmak için de Clay, Putlova ile bir dağıtım anlaşması yaptı. | Open Subtitles | ولإحلال السلام أجرى معه اتفاق توزيع |
Eskiden burada bir dağıtım merkezi vardı. | Open Subtitles | فى السابق كان يوجد هنا مركز توزيع |
Don Maxime, hali hazırda bir dağıtım ağım var. | Open Subtitles | دون "ماكسيم"، لدي بالفعل شبكة توزيع جاهزة |
Ve Fitz'in tasarladığı bir dağıtım mekanizmasını. | Open Subtitles | وبه آلية توزيع قام هو بإختراعها |
ve özellikle dedik ki: Ya saatlik direkt işgücü maaliyeti sıfır dolar olursa ve bir milyon metre karelik bir dağıtım merkezi inşa edersek ? | TED | ونقول بالتحديد، "ماذا لو كانت تكلفة العامل صفر من الدولارات في الساعة وتمكننا من بناء مركز توزيع بمساحة مليون متر مربع؟" |
Ağ başına 12 dolar vermeyi seçebilir ve müşteriye hiç para ödetmeyebiliriz, ya da o paranın en azından bir kısmını, bir ağa karşı bir dolar biçerek deneye harcayabilir ücretlendirerek ve bir ağa karşı bir dolar değer biçerek, deneye harcayabilir, insanlara seçim saygınlığı verebilir, ve zamanla kendi kendine yetebilecek hale gelecek bir dağıtım sistemi oluşturabiliriz. | TED | يمكننا الإستمرار بناموسية تكلف 12 دولاراً، ولا يدفع الزبائن شيئاً، أو يمكننا على الأقل تجربة بعض منها وأن يدفعوا دولاراً للناموسية، مكلفةً القطاع العام ست دولارات أخرى للناموسية، أعط الناس كرامة الإختيار، وتوفير نظام توزيع الذي ربما عبر الزمن، يبدأ بإستدامة نفسه. |
bir dağıtım anlaşmasını ayarlamaya geldim. | Open Subtitles | جئت لإقفال صفقة توزيع |