ويكيبيديا

    "bir dijital" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • رقمية
        
    • الرقمية
        
    • رقمي
        
    Birkaç karton yumurta, sprey boya ve bir dijital videoyla birlikte. Open Subtitles كذلك معه بعض صناديق البيض وعلب بخاخات الالوان وكاميرا فيديو رقمية
    Basitçe, ben ürünü satın alırken, gereken bitcoini tarafsız ve güvenli bir dijital cüzdana yolluyorum. TED لذا عندما أشتري شيئًا ما، سأرسل عملة بيتكوين خاصتي إلى محفظة رقمية أخرى آمنة ومحايدة.
    Bu, devlet veya bankalarca işletilemeyen bir dijital para türü. TED العملات المشفرة هي نقود رقمية لا تدار بأي حكومة أو مصرف.
    Bütün bir dijital bilgi katmanını gerçek dünyaya koymaya başlayacağız. TED سنبدأ بوضع طبقة كاملة من المعلومات الرقمية على أرض الواقع.
    basit bir dijital kamerayi retinal kameraya donusturduk ve sonra her hasta doktoruyla uzaktan gorusme yapabilir TED غيرنا الكاميرا الرقمية البسيطة إلى كاميرا لشبكية العين ، ومن ثم يحصل كل مريض على فحص عن بعد يُجْريه طبيب.
    İnsanların bu hikâyelere erişimini kolaylaştırmak için tekniği kullanan bir dijital hikâye anlatıcısı olarak, bu hikâyeleri ve sorunları yakalamak işimin bir parçası. TED إن نقل هذه القصص والقضايا هي جزء من عملي كراوي قصص رقمي يستعين بالتقنية لتسهيل الأمر على الآخرين البحث عن هذه القصص.
    Bu öncesinden bir dijital yeniden inşaya ait ve bu da yok edildiği an. TED هذه صورة رقمية لإعادة بنائها من قبل، وهذه هي في الواقع خلال التدمير.
    Bu bir dijital ses tanıma monitörü. Girişi kolaylaştırmaya yarar. Open Subtitles الصوت على للتعرف رقمية اداة انها الدخول.
    İstediği kareleri elde etmek için, özel bir sualtı muhafazasına sahip yeni bir dijital kamera kullandı, böylelikle ayıları rahatsız etmeden onlara yakın yerlere konuşlanabildi. Open Subtitles ،لكي يحصل على اللقطات التي أرادها قام باستخدام كاميرا رقمية جديدة في مأوي مبني خصيصاً تحت الماء حيث يمكنه أن يعدّها قرب الدببة التي تصطاد
    Portre fotoğrafları çekiyorum, bir dijital set $300. Baskılar ekstra. Open Subtitles التقط صور بكاميرا 300 رقمية اضافة الى الطباعة.
    Tüfekler hala orada, ama şimdi içinden geçmek zorunda bir dijital tarama tarafından tetiği çekilmiş. Open Subtitles الأسلحة موجودة هناك ولكنها الآن مجهزة بواسطة أشعة رقمية, ويجب أن تعبروا من خلالها
    bir dijital emoji çubuğu gibi. TED كأنه عصا رقمية للوجوه التعبيرية.
    Eğer bu heykelin tam bir dijital yeniden inşasını yapmak isteseydim, düzgün bir kamera, tripod ve ışıklandırma gerekirdi. Fakat kitle kaynaklı görsellerde bunu yapamıyoruz. TED لو أردتُ إعادة بناء صورة رقمية كاملة لهذا التمثال، سأحتاج إلى كاميرا مناسبة، مِنصَب ثلاثي القوائم، وإضاءة مناسبة. لكننا ببساطة لا نستطيعُ القيام بذلك مع صور التعهيد الجماعي.
    Çünkü analog makinelerle çalışıyorum ve fotoğraflarıma herhangi bir dijital manipülasyon yapmıyorum, her şeyin gerçeklikte yer alması gerekiyor; günümüzde dijital olarak hemen hemen her şeyi yaratabiliyor olsak bile. TED لأنني أعمل مع النظائر، ولا أقوم بأي معالجة رقمية لصوري، وأحتاج إلى أن يكون كل شيء يحدث في الواقع بغض النظر عن حقيقة بأنه في الوقت الحالي رقميًا، يمكنك صُنع كل شيء تقريبًا
    Balığımıza dönersek bir balıkçı dükkanındaki buzluktan balığı alırken balık hakkındaki tüm bilgileri ve onun yolculuğunu anlatan bir dijital deneyim geliştirdik. TED وهكذا بالنسبة إلى السمك خاصتنا، فقد طوّرنا تجربة رقمية تعمل عند شراء السمك في المجمّد في المتجر المتخصص في بيع السمك، مما يمنحك كل المعلومات حول رحلة السمك.
    Bir restoranla beraber çalışıp balık ve yolculuğu hakkındaki ana unsurları özetleyen akşam yemeği ortamına daha uygun ve randevunuzu çok kızdırmayacağını umduğumuz farklı bir dijital deneyim geliştirdik. TED ولكننا أيضاً عملنا مع مطعم وطوّرنا تجربة رقمية مختلفة تلخص فقط الحقائق الأساسيّة عن السّمك ورحلته، وتعمل بشكل أفضل في مكان تناول العشاء، أملاً ألا تشعر بالانزعاج من أي شيء خلال موعدك.
    Benzer şekilde, rüzgarın sağdan sola estiği bir dijital rüzgar tüneli. O kadar da muhteşem değil; matematiğini biz bulmadık. TED وبالمثل، قناة رياح رقمية مع رياح رقمية تسري من اليمين إلى اليسار. ليست جديرة بالملاحظة لتلك الدرجة. لم نقم بابتكار الرياضيات.
    Askeri geçmişi yok ama tamamen düzmece bir dijital hayatı var. Open Subtitles لا سجل عسكري لكن حياتها الرقمية بأكملها زائفة
    Yeni bir dijital fotoğraf makinem var parasını benim ödediğim. Open Subtitles لدي تلك الكاميرا الرقمية الجديدة
    Dijital Sınır Diğer Evreni Haritalamak "İnsan oğlunun yaşam formunu yeniden biçimlendirecek bir dijital sınır." Open Subtitles " حلمه في تأسيس ( الحدود الرقمية ) لكى يُعيد تشكيل خصائص الإنسان "
    Ama adamın cebinde bir dijital kayıt cihazı varmış. Open Subtitles ولكن رجلكم الميّت كان لديه مُسجّل رقمي في جيبه.
    21. yüzyıl bir dijital kitap. Open Subtitles القرن الواحد والعشرون عبارة عن كتاب رقمي

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد