ويكيبيديا

    "bir durumda" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • في حالة
        
    • في موقف
        
    • في موقفٍ
        
    • في حاله
        
    • فى حالة
        
    • بموقف
        
    • في مواقف
        
    • في ظروف
        
    • في الحالات
        
    • في حالات
        
    • فى موقف
        
    • بحالٍ
        
    • في وضع
        
    • وضع لا
        
    • موقف حيث
        
    Ayrıca belli bir durumda yürütücü işlevi kullanırken ortaya koyduğunuz stratejilere de bağlıdır. TED وتعتمد كذلك على الاستراتيجيات التي تنفذها عند استعمالك للوظيفة التنفيذية في حالة معينة.
    Neyse, iyi haber şu ki, proje gayet iyi bir durumda. Open Subtitles والخبر السار هو أن المشروع هو في حالة جيدة. جاك سعيد.
    Bu kararı verebilecek bir durumda mı sence? İyi düşün. Open Subtitles أتعتقد حقًا أنه في حالة تسمح له بالقيام بهذا الإختيار؟
    Ve varlığınızın her anını savunmak savunmak zorunda olduğunuz bir durumda olduğunuzda çok farklı bir tavırla tepki vereceğiniz bir durumda kalıyorsunuz. TED وعندما تكون في موقف يتوجب عليك فيه تبرير كل لحظة من وجودك، فتوضع في موقف حيث يتوجب عليك التصرف بسلوك مختلف جداً.
    Bence insanlık için en büyük uyarı bizim güvenilmez bir durumda oluşumuzç TED في رأيي هذا هو أبرز رايات الخطرالحمراء لتُنذِر الإنسانية بأننا حقاً في موقفٍ حرج متزعزع.
    Fakat size sormak istediğim böyle bir durumda velev ki doğru diyelim böylesi bir durum nasıl çözülür yada soruşturulur veya gözden geçirilir? Open Subtitles لكن السؤال الذي أريد طرحه عليك، في حالة كهذه، لنقل أنها حقيقية، كيف يتم التعامل مع شيء كهذا أو التحقيق فيه أو مراجعته؟
    Şimdiye kadar anlaşılmıştır ki bu kitap çok kötü bir durumda. TED ينبغي أن أذكّركم بأنّه الآن في حالة سيئة.
    Kendimi sabit yaratma durumunda buldum, sadece bir sonraki adımı düşünen ve her zamankinden daha fazla fikir üreten bir durumda. TED لقد وجدت نفسي في حالة إنشاء مستمر مفكراً فقط في الخطوة التالية و طرح أفكار أكثر من أي وقت مضى.
    Boğazını kutup ayısına açan kurt köpeğine yakından, daha da yakından baktığınızda bu ikisinin başkalaşmış bir durumda olduğunu göreceksiniz. TED إذا ننظر عن قرب إلى كلب الاسكيمو الذي تتكأ حنجرته على الدب القطبي, لو نظرنا بدقة أكبر, إنهم في حالة أخرى.
    Yani acil bir durumda, mesela doğurmak üzere olan bir anne iseniz bir sağlık kuruluşuna gitmeniz imkansızdı. TED لذا، إن كنت في حالة طارئة، أو إن كنت أم على وشك الإنجاب، إنسى الأمر، لن تستطيع بلوغ مركز الرعاية الصحية.
    Az önce, ona High Street'te, berbat bir durumda rastladım. Open Subtitles قابلتها منذ مدة وجيزة وكانت في حالة رهيبة
    Herhangi bir durumda sıtmaya yakalanan biri için... profesyonel doktorumuz var. Open Subtitles فقط فكرى ان لدينا طبيب محترف على متن السيارة في حالة لو ان شخص ما اصيب بحمى المستنقعات.
    Kendinizi ne zaman kötü bir durumda bulursanız, bilge tavsiyelerim ve tecrübelerim ile... sizi doğru şekilde yönlendiririm. Open Subtitles كلما وجدت نفسك في حالة ارتباك انا سأحثك على الإستفادة من نفسك من خلال تجربتي والنصيحة الحكيمة
    Yani, sonuçta kendimizi tamamen dışlanmış bir durumda bulduk, ta burada. TED هكذا, في النهاية وجدنا أنفسنا في موقف مهمّش تماما, بعيداً هنا.
    Böyle bir durumda sayabileceğim tek kişi sensin. Open Subtitles إنك الشخص الوحيد الذي أعتمد عليه في موقفٍ كهذا
    Yani, Scotty epey kötü bir durumda ama burası hakkında haklı. Open Subtitles أقصد، إن سكوتي في حاله سوادويه.. ولكنه محق بشأنه.
    Albay, üzüntülü bir durumda. Ve kendini yatak odasına kapatıp yalnız kalıyor. Open Subtitles الكولونيل, كان فى حالة هائجة, قام باغلاق غرفة نومه على نفسه بمفرده
    Hep böyle bir durumda, Cesurca davranacağını düşünürsün Fakat gerçekle yüzleşince, Hayatta kalma içgüdün, geri tepiyor. Open Subtitles يعتقد المرء دائماً أنه سيكون شجاعا بموقف كهذا ولكن عندما يحدث فعلاً فإن غريزة البقاء تطغى
    Böyle bir durumda genelde ne yapardım biliyor musun, her şeyin mahvolduğu ve ne yapacağımı bilmediğim durumlarda? Open Subtitles أتعرفين ما أفعله في مواقف كهذه عادة عندما يكون كل شيء ضدي ولا أعرف ماذا أفعل؟
    Eğer öyleyse, bu ilk kez benzer bir durumda oluşum. Open Subtitles لو كان الأمر كذلك ، يبدو أنها أول مرة تحدث معي في ظروف مشابهة
    Ayrıca bu tek bir durumda olur, biliyorsun. Open Subtitles فأنت لوحدك. ومعروف أن ذلك يحصل في الحالات الخاصة.
    Ve bence çatışma sonrası bir durumda üç şey kritik önem arz eder. TED وأريد أن أقترح أنه عادةً في حالات مابعد الحرب هناك ثلاث أشياء حساسة
    Ancak bu durum halkın, ne kadar çaresiz bir durumda olduklarını anlamasını sağladı. Open Subtitles لكنها كانت حيله بارعه جعلت الناس تدرك أننا جميعاً فى موقف ميئوس منه
    Hayatında biri varken daha iyi bir durumda oluyorsun. Open Subtitles تكون بحالٍ أفضل عندما يكون هنالك شخص معك
    Yani bu gene sahipseniz, ve oldukça fazla şiddet görmüşseniz belirli bir durumda, bu tam anlamıyla felakete davetiye çıkarmaktır TED ولذا، اذا كان لديك ذلك الجين، ورأيت الكثير من العنف في وضع معيّن ، هذا هو وصف الكارثة، كارثة مطلقة.
    Bir şey talep edebilecek bir durumda olmadığımı biliyorum ama bir kadeh Chateau Petrus içerken daha rahat konuşan bir insanımdır. Open Subtitles أنا أفهم أنى فى وضع لا يخولنى لطلب أى شيئ ولكن ولكنى سأكون متعاون أكثر مع كأس شاتو بيتروس

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد