Arkadaş olarak bir elektronik devre istemem. | Open Subtitles | أنا لَستُ بِحاجةٍ إلى بطاقة إلكترونية أنا بِحاجةٍ إلى صديق |
Babam işlerini rahatça yürütebilmesi için herhangi bir elektronik kayıt cihazının olmadığı bir yer ister. | Open Subtitles | أبي يحب أن يكون له مكان حيث يمكن أن يجري بعض الصفقات دون أي تسجلات إلكترونية |
Ama tuhaf bir elektronik sinyal var. Onu ayırmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | ولكن هناك إشارة إلكترونية غريبة أنا أحاول عزلها |
Kadın bir elektronik bir ajanda bulmuş. İçinde benim adım varmış. | Open Subtitles | عثرت إمرأة ما على منظّم إلكتروني وبه إسمي |
Katomi okuldan ayrıldıktan sonra Verona kapatıldı ve bir elektronik posta aldım. | Open Subtitles | ... بعد أن رحلت كوتومي ... وأغلق فيرونا ... وصلني بريد إلكتروني |
Bunun üzerinde düşünüyordum. İlk olarak, raftaki bir ürünün baştan sona kadar hangi aşamalardan geçtiğini bildiren yeni bir elektronik etiketleme sistemi var. Fabrikaya kadar takip edebilirsiniz. | TED | حسنا، كنت أفكر. من جهة، توجد تقنية دلالية إليكترونية تسمح لأي محل أن يعرف التاريخ الكامل لأي قطعة في ذلك المحل. |
bir elektronik ordu. Ben bizim yerimizde olsaydım, | Open Subtitles | نعم جيش الكترونى لو كنت فى مكانكم |
Herhangi bir elektronik sinyal, iletişim veya gözetleme emaresinde anlaşma uçup gidecek. | Open Subtitles | أي أجهزة إلكترونية أو أجهزة إتصال وأي إشارة تدل على وجود مراقبة وسيقومون بإلغاء الإتفاقية |
Arabada bir elektronik çipin olsa tüm bunları yapabilirdin. | Open Subtitles | يمكنك فعل كل هذا لو كان لديك شريحة إلكترونية في السيارة |
Arabada bir elektronik çipin olsa tüm bunları yapabilirdin. | Open Subtitles | يمكنك فعل كل هذا لو كان لديك شريحة إلكترونية في السيارة |
Bu şey, elektronik sigara gibi! Birazcık esrar var içinde, ancak bu yine de bir elektronik sigara. | Open Subtitles | إنها ممتلئة قليلاً بالحشيش، لكنها سيجارة إلكترونية. |
Sen bir elektronik sigarayı alırsın... tütün yerine sahtesini içmek için, senin e-sigara sandığın, aslında esrar makinasıdır. | Open Subtitles | عندما تكون لديكِ، سيجارة إلكترونية ولكن بدلاً من التبغ، أو التبغ الصناعي. ستدخنين الماريجوانا في السيجارة الإلكترونية. |
Size birisi mahremiyetin büyük verinin faydalarıyla uyumsuz olduğunu söylediğinde, son 20 yılda araştırmacıların sanal olarak herhangi bir elektronik hareketin daha mahremiyet-koruyucu bir şekilde gerçekleştirebilecek teknolojileri oluşturduğunu göz önünde bulundurun. | TED | عندما يخبرك شخص أن الخصوصية لا تتوافق مع فوائد البيانات الهائلة، فكر أن في ال20 سنة الماضية، طور الباحثون تقنيات للسماح عملياً لأي عملية إلكترونية أن تحصل بطريقة أكثر حفظاً للسرية. |
Tamam ama ayrıca cihazı ateşleyecek küçük bir elektronik alıcıya ihtiyacımız var | Open Subtitles | حسناً ، ولكننا أيضاً نحتاج شيئاً لإطلاق جهاز استقبال إلكتروني صغير |
Concordia'dan daha büyük bir... elektronik sinyali var. | Open Subtitles | هي تُحْصَلُ على أكبر توقيع إلكتروني... مِنْ كونكورديا. |
bir elektronik cin, bir hologram ve ortaya çıkıyor. | Open Subtitles | جني إلكتروني هولوجرامي يظهر منه. |
Öğrencinizin üzerinde neden bir elektronik izleme cihazı olduğunu öğrenmek istiyorlar. | Open Subtitles | وجود جهاز رصد إلكتروني حول كاحل الطالب |
Hayır, hayır. Herhangi dandik bir elektronik müzik değil, dostum. | Open Subtitles | كلا، ليست أيّ موسيقى إليكترونية صاخبة يا صديقي |
Securacom, yaygın bilinen adıyla Stratesec, Birleşik Havayolları'nın, Dulles Uluslararası Hava Limanı'nın ve 1990'ların başından 11 Eylül'e kadar Dünya Ticaret Merkezi'nin güvenliğini sağlayan, Kuveyt-Amerikan ortak yatırımı olan, bir elektronik güvenlik şirketidir. | Open Subtitles | سيكيورا كوم تعرف الآن بستراتسيك وهى شركة أمن إليكترونية تحت رعاية كويتيه أمريكيه وهى تقدم خدمات أمنية لليونايتد إيرلاينز ومطار دالاس ومن أوائل التسعينيات إلى يوم 11 سبتمبر لمركز التجارة العالمى |
Küçük bir elektronik kutuydu. | Open Subtitles | لقد كان جهاز الكترونى صغير |