Bahse girerim, daha önce bir erkekle otel yatağında oturmamışsındır? | Open Subtitles | أراهنك أنك لم تجلسى أبداً على فراش فندق مع رجل |
-Bence sırf bir fantezi için bir erkekle yatmak çok yanlış. | Open Subtitles | أعتقد أنه، ق الخطأ أن النوم مع رجل فقط لإشباع خيال. |
Patron, içimden bir ses kızın evli bir erkekle ilişkisi olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | أيها الرئيس، حدسي يقول لي انها كانت على علاقة مع رجل متزوج |
Yüzmeden dönerken onu kendi yaşlarında bir erkekle gördüm. | Open Subtitles | عائدًا من فترة سباحتي, رأيتها مع شاب في مثل سنّها. |
Eğer bir erkekle evleniyor olsaydı, şimdiye kadarki en kötü lezbiyen olurdu. | Open Subtitles | إذا كانت ستتزوج من رجل فهي أسوأ إمرأة شاذة رأيتها في حياتي |
Beni burada başka bir erkekle bulduğun için mi kızgınsın? | Open Subtitles | هل أنت غاضب لأنك أتيت هنا ووجدتني مع رجل آخر؟ |
Şu gerçeği anlamak önemli: yaşamları boyunca tek bir erkekle cinsel ilişkiye inanmak üzere yetiştiriliyorlar: o da kocaları. | TED | من المهم النظر في الحقيقة التي تم توضيحها الإيمان بالجماع مع رجل واحد في حياتهن: زوجهن. |
Halk arasında, ruhları gören medyumların bir erkekle ilişkiye girdikten sonra güçlerini kaybedip kovuldukları söylenir. | Open Subtitles | في الفولكلور، هناك مقولة أنكِ لو تريدين طرد الأرواح الشريرة يجب أن تدخلي بعلاقة مع رجل |
İnanabiliyor musun, ilk defa bir erkekle yalnız kalıyorum. | Open Subtitles | هل تصدق , هذه أول مرة أكون بمفردى مع رجل |
Evli bir erkekle dışarı çıkmaya pek alışık değilim. | Open Subtitles | لم تسمح لي التقاليد بالخروج في العلن مع رجل متزوج |
Daha önce bir erkekle hiç yalnız kalmadım, üzerimde giysilerimle bile. | Open Subtitles | لم يسبق لى التواجد مع رجل من قبل حتى وأنا أرتدى ملابسى |
Bir süre için kendini kandırır ve bekar bir erkekle beraber olduğunu düşünürsün. | Open Subtitles | لفترة معينة، تحاول الفتاة خداع نفسها بأنها تخرج مع رجل أعزب |
Le Paradis adında bir bardan 23:30'da ayrılmış sivil giyimli genç bir erkekle. | Open Subtitles | تركت بار باٍسم لو بارادى حوالى الساعة 11: 30 مع شاب ألماني في ملابس مدنية |
Jürinin saygıdeğer üyeleri, bir kadının "Disraeli'nin Hayatı" kitabını kendinden daha genç bir erkekle evlenmeyi düşünmeden de okuması mümkündür. | Open Subtitles | أعضاء هيئة المحلفين ، هل من الممكن أن تقرأ امرأة قصة حياة ديزريلى دون أن تفكر في الزواج من رجل أصغر سنا منها |
Neden bu kadınlar şişman bir erkekle evlenmez? | Open Subtitles | لماذا لا تقبل تلك النساء الزواج برجل سمين ؟ |
Hümaniter biriyle de ırkçı biriyle de konuşsam, bir erkekle, bir kadınla, bir Müslümanla veya bir ateistle. | TED | بغض النظر عما إذا كنت أتحدث مع شخص إنساني أو عنصري. رجل أو امرأة، مسلم أو ملحد. |
bir erkekle yaşayarak, diğerlerini mahrum bırakıyorsunuz. | Open Subtitles | البقاء برفقة رجل واحد هو سطو على حق الآخرين |
Kendimi kaybettim. Başka bir erkekle olduğuna emindim. | Open Subtitles | فقدت عقلي، كنت مقتنعاً أنها برفقة رجل ما |
Böyle bir erkekle tanışmak ne kadar zor biliyor musun? | Open Subtitles | هل تعرف كم هو صعب لتلبية رجل من هذا القبيل؟ |
Ailem yerine bir erkekle olmayı tercih ettim. | Open Subtitles | إننى أفضل العيش مع فتى عن أن أعيش مع عائلتى |
-Ama sürprizler yapmayan bir erkekle birlikte olmanın da iyi tarafları vardır. | Open Subtitles | لكن هناك رأسا على عقب إلى كونها مع الرجل مع أية مفاجآت. |
Hoş ve sıkı bir kıçın var boyacı. Yaşının üç katı bir erkekle böyle konuşmamalısın. | Open Subtitles | لديك مؤخرة عظيمة جميلة ايها الصبّاغ لايجب أن تتحدثي إلى رجل |
Aklı başında hiçbir kadın, boşanma aşamasındaki bir erkekle ilişkiye girmez. | Open Subtitles | لا إمرأةَ ذكيةَ تَتدخّلُ مَع a رجل في منتصفِ a طلاق. |
Herhalde geldiğin yerde bir erkekle yürümene izin vermiyorlardır. | Open Subtitles | لابد اتهم كانوا يمنعونك من السير مع الرجال حيث نشات |
Todd'la bana laptopundaki Rehoboth Kaniş plajı'nda babamın başka bir erkekle öpüşme görüntüsünü izletti. | Open Subtitles | ثم تركتني انا وتوود نشاهد صور على جهاز الكمبيوتر المحمول الخاص بها والدي وهو يقبل رجل اخر على شاطئ بوودل في ريهوبوث. |