Hayır, bayan. Ben buzulla evliyim. Ama, ama açık uçlu bir evlilik. | Open Subtitles | كلا يا سيدتي ، أنا متزوج من النهر الجليدي ولكنه زواج حر |
Başarısız bir evlilik. Öğrencilerinin test sonuçları her yıl giderek düşüyor. | Open Subtitles | زواج فاشل، إختبارات طلابك تنخفض علاماتهم أقل وأقل في كل عام. |
Eğer mutlu bir evlilik istiyorsanız o zaman kalbinizden başkasını dinlememelisiniz. | Open Subtitles | إذا كنتم تريدون زواج سعيد ، لا يمكن سماع القلب فقط |
Gelecekte bir evlilik olacak olması şimdi bir ilişki gerektirir. | Open Subtitles | و الزواج في المستقبل يتضمّن بعض أنواع العلاقة في الحاضر |
Bir bütün olarak ele alırsak mutlu bir evlilik yaşadığınızı söyleyebilir misiniz? | Open Subtitles | هل تعتقدين أن زواجك من جميع الجهات كان زواجاً سعيداً ؟ |
Biz de Debra'yla hep sizinki gibi bir evlilik hayal etmiştik. | Open Subtitles | نعم، أنا و(ديبرا) حلمنا دائما بزواج مثل زواجكما |
Charles 73 yaşında ölene kadar, Emma ile mutlu bir evlilik sürdürmüştür. | Open Subtitles | تشارلز وأيما عاشوا حياة زوجية سعيدة حتى توفى تشارلز عن 73 سنة |
Sadece üç yıl sürebilmeyi başarmış çok başarılı bir evlilik. | Open Subtitles | إنه زواج ناجح للغاية حدث أنه إستمر ثلاث سنوات فقط |
Kardeşlerim benden iyi bir evlilik yapmamı bekliyorlar, hayatları buna bağlı. | Open Subtitles | أخواتي في حاجة لي لإجراء زواج ناجح، احتمالاتهم تعتمد على ذلك |
Bu şekilde, eşitler arasında bir evlilik, eski insan ruhu ile çok uyumlu bir şekle doğru ilerliyor. | TED | أنه زواج بين أبناء الجنس الواحد ماضين قدماً تجاه فكرة متناسقة بشدة مع الروح البشرية القديمة. |
Sizin kızınız olduğu için krala ait bir evlilik töreni yapılacak. | Open Subtitles | لأنها ابنتك أيها الأمير قاسم سيكون هناك حفل زواج ملكي |
Kısacası, mantıklı bir evlilik ve ek olarak "balon" lara canlı bir ilgi. | Open Subtitles | و التي ، زواج متعقل و إهتمام شديد بالمناطيد |
Profesyonel bir evlilik danışmanına gelme fikri bile, en çok tiksindiğim şeylerden birisidir. | Open Subtitles | حتى أن فكرة أستشارة أخصائي زواج محترف لطالما كانت مشمئزة بالنسبة لي |
Bu da, Erwin'in, babası kim olursa olsun, bir evlilik içinde doğduğu ve dolayısıyla meşru olduğu için, kocanın onayı olmadan evlatlık verilememesi demekti. | Open Subtitles | عنى ذلك بأن ايروين و أيا كان والده قد وُلد من خلال زواج و كان طفلا شرعيا |
Birçok insan evliliklerinin daima aynı tarzda mutlu bir evlilik olarak sürdüğüne inanır. | Open Subtitles | الأغلبية أعتقدوا أن زواجهما كان زواج مثالياً سعيداً |
Tac'a politik bir evlilik yoluyla ulaşmak için bir rüyayı engellemek neden? | Open Subtitles | لماذا أتمسك بحلم إعتلاء العرش عبر زواج سياسي؟ |
Siyasi bir evlilik yoluyla taht rüyası neden gerçekleşmesin? | Open Subtitles | لماذا اتمسك بحلم اعتلاء العرش عبر زواج سياسى |
İyi bir evlilik. Ben yiyeceği alırım, o pişirir. | Open Subtitles | انه زواج جيد انا اشتري الطعام وهي تقوم بطبخه |
bir evlilik danışmanı tutacağım. Sen çileden çıkmadan, bir dostla kahve bile içemiyorum. | Open Subtitles | سوف اتصل بــ مستشار الزواج لا يمكنني أن احظى بــ قهوة مع صديق |
Bir şeyler düşünürüz. Eğer isterseniz bir evlilik sonrası anlaşma. | Open Subtitles | وسوف نفكر في شيئ ما إتفاقية ما بعد الزواج .. |
Öyleyse neden mutlu bir evlilik yaşamadığınızı düşünüyorsunuz? | Open Subtitles | إذن لماذا تعتقدين أنه ليس زواجاً سعيداً ؟ |
Sizin severek evlendiğinizin farkındayım ama bu aceleye gelmiş bir evlilik oldu. | Open Subtitles | اعلم ان زواجكما عن حب .. ولكن كآن متسرعا ! |
bir evlilik içinde yaşayabilirdim, ama yapamam. | Open Subtitles | فإننى كنت سأعيش فى إطار علاقة زوجية. لكنى لا أستطيع |
Evet ama çok azı bunun mutlu bir evlilik olduğunu düşündü. | Open Subtitles | أجل، ولكن هل تستطيع القول أنه كان زواجًا سعيدًا |
Çok kötü bir evlilik yaptı diye kafasını kuma gömüp mü yaşamalı? | Open Subtitles | لقد تزوجت زيجة شنيعة, ولكن لماذا ينبغى عليها أن تختبىء؟ |