Ama bildiğim tek şey... Zihnime takılıp kalan tek bir görüntü... | TED | لكن شئ واحد عرفته حينها كانت صورة رأيتها وإلتصقت في ذاكرتي. |
Bu cumartesi günü Aqua uydusu tarafından Uniview yazılımı ile alınmış bir görüntü. | TED | هذه صورة ليوم السبت، التقطت بالقمر الصناعي أكوا ، ولكن باستخدام برنامج اليونيفيو. |
Amber Alarm Programının bir parçası olarak kameralar 3 saniyede bir görüntü alıyor. | Open Subtitles | هذا كاميرا المرور تأخذ صورة كل 3 ثواني هذا جزء من برنامج الإنذار |
Ama kameradan bir görüntü elde ettik, üzerinde kıyafet varmış. | Open Subtitles | لكننا حصلنا على صورة من الكاميرا لقد كان يرتدي ملابس |
Şey, tam olarak resim diyemeyiz. Ama bir görüntü almış olmamız mümkün. | Open Subtitles | حسناً، ليست صورة بالضبط و لكن من الممكن الحصول على شبه صورة |
Ayrıca Beyaz Saray'ın güvenlik kamerasından alınan bir görüntü paylaştılar. | Open Subtitles | وقد نشروا أيضًا صورة مأخوذة من كاميرات تصوير البيت الأبيض |
Bunları birleştirdiğinizdeyse şöyle bir görüntü elde ediyorsunuz, eğer üzerinde hiç buz olmasaydı Antartika kıtası böyle gözükecekti. | TED | وعندما تجمعونها معاً تحصلون على صورة كهذه، للشكل الذي ستكون عليه قارة القطب الجنوبي دون كل ذلك الجليد في الأعلى. |
Ve aklınızda bu garip hafıza yarışmasını hatırlatmanızı ve ilk iş ondan bahsetmenizi sağlayacak oldukça çılgın, garip ve unutulmaz bir görüntü canlandırırdınız. | TED | وتقوم بتخيل صورة جنونية وسخيفة ولا تنسى أبداً لتذكيرك بأن أول شيء تود التحدث عنه هو هذه المسابقة الغريبة جداً |
Sağlıklı bir mercan ve bakterisine dair son bir görüntü. | TED | حسناً، صورة أخيرة للشعب والبكتيريا الصحية الخاصة بها. |
Ama gerçekten, bu beni -- Hadi buna bakalım.Bu çok ilginç bir görüntü, Gülen izleyici kitlesi. | TED | ولكن حقًا ذلك يجعلني .. لننظر إلى هذه الصورة. إنها صورة مثيرة للاهتمام، الجمهور الضاحك. |
Sıradan bir görüntü gibi görünüyor, ama bu bir görüntü değil, bir video da değil, çünkü şimdi faremi alabilir ve nesneyle etkileşime geçebilirim. | TED | ويبدو مثل اي صورة عادية ولكن هذه ليست صورة كما إنها ليست فيديو لأنني استطيع إستخدام فارة الحاسبة والتفاعل مع هذا الشيء |
Pekâlâ, size göstermek istediğim bir görüntü var. Çok özel bir görüntü ve öncelikli olarak seçmek istediğim bir görüntü değildi. | TED | هنالك صورة أرغب بعرضها عليكم. صورة مميزة بحق ولم تكن الصورة التي أردت اختيارها |
Beyaz atın üzerinde bir görüntü var, her sabah 6 ile 8 arasında dolanan. | Open Subtitles | كان هناك طيف على حصان أبيض يعبر كل صباح بين الصلاة الأولى و الثالثة |
O halde X-ışınıyla bakıp, temiz bir görüntü almalısın. | Open Subtitles | حسنًا لابدّ أنْ تصوره بالآشعة لنحصل على رؤية واضحة من ذلك |
Bu asla sakin olunacak bir görüntü değil. Bir insanın parçası. | Open Subtitles | إنه ليس بمنظر سهل على إنه جزء من كونك بشرياً |
Vay canına, ne mükemmel bir görüntü. | Open Subtitles | يا له من منظر رائع! استحق الأمر العناء بالتأكيد |
Daha iyi bir görüntü almak için akvaryum güvenlik sistemine girdim. | Open Subtitles | اخترقت النظام الأمنيّ لمعرض السمك من أجل نظرة أدقّ |
Hiç görmediğim bir görüntü! | Open Subtitles | هذا مشهد لم أراه أبدا |
Benim öldüğümü gösteren bir görüntü olduğu söylendi. | Open Subtitles | تمّ بثّ مقطع فيديو اليوم يبيّن مقتّلي |
BM binasında ek bir görüntü aç. Batı kanadını görsün. | Open Subtitles | حسناً، الآن أعطني منظراً لمبنى الولايات المتحدة أعرضه من الشرق |
Nihayet, sazlıklar arasında açık ve sabit bir görüntü. | Open Subtitles | أخيراً، مشهدٌ واضحٌ وثابت عبر غور القصب |
Çok güzel bir görüntü. | Open Subtitles | هذا مظهر رائع للغاية. |