ويكيبيديا

    "bir geleceği" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • مستقبل
        
    • مستقبلاً
        
    • بمستقبل
        
    • المستقبل
        
    • ومستقبل
        
    • رؤية للذين
        
    Bu çocuğun eğitime ihtiyacı var. Onun bir geleceği var. Open Subtitles هذا الفتى لابد أن يحصل على التعليم أن لديه مستقبل
    Kız kardeşimin yanına gidip hâlâ bir geleceği olduğunu söyleyeceğim. Open Subtitles الان انا سوف اخبر اخني أنها لا يزال لديها مستقبل
    Onun bir geleceği yok, Jade. Ve senin geleceğini de alt üst edecek. Open Subtitles هو لا يملك مستقبلاً و سوف يتأكد بأنك لا تملكين واحداً أيضاً
    Ve ebeveyn olmanın ruhu çocuklarınızın parlak bir geleceği olduğundan emin olmakta. Open Subtitles روح الأب أو الأم تحضّك على العمل لكيّ يحظى أبناؤك بمستقبل مشرق.
    Şimdi harekete geçmeliyiz, yoksa çocuklarımızın bir geleceği olmayacak,... ..özgürlüğün tadı bir yana. Open Subtitles يجب أن نتصرف الآن أو أطفالنا لن يعرفوا المستقبل غير ذلك طعم الحرية
    Büyük bir fikri ve önemli bir geleceği olan genç bir adam. Open Subtitles شاب في مقتبل العمر لديه فكرة عظيمة ومستقبل عظيم
    Elimizde mikrobiyomumuzu düzeltecek ve tazeleyecek aletlerin olacağı ve aynı zamanda maymunların ve bizim daha mutlu ve sağlıklı yaşayabileceğimiz bir geleceği dört gözle bekliyorum. TED أنا أتطلع إلى مستقبل حيث نستخدم الأدوات التي نحتاج لاستعادة وتجديد نبائتنا الميكروبية، وفي ذلك العالم، تعيش القردة حياة أسعد وصحية أكثر، وبالطبع نحن كذلك.
    YV: Hiç kuşkusuz, Avro Bölgesi'nin yapısını değiştirmezsek, onun bir geleceği yok. TED يانيس: حسنًا، مما لا شك فيه أنه إذا لم نغير النظام الهيكلي لمنطقة اليورو، لن يكون لمنطقة اليورو مستقبل.
    Benim ülkem Fransa gibi pek çok ülkede üretimin bir geleceği olmadığını çocuklarımıza söyledik. TED في معظم الدول، كما هو الحال في بلدي فرنسا لقد أخبرنا أطفالنا بأن التصنيع لا مستقبل له
    İklim veri projeksiyonlarına göre Batı dünyasının zenginlikten kıtlığa gittiği bir geleceği araştırıyoruz. TED بناء على تنبؤات مبنية على بيانات المناخ، نتقصّى سيناريو مستقبل حيث انحدر العالم الغربي من وفرة بالموارد لانعدامها.
    Benim düşüncem uzaya gitmediği takdirde, insan ırkının bir geleceği olmadığıdır. TED أظن أن ليس للبشرية مستقبل إن لم تذهب الى الفضاء.
    Hala, üçümüzün birlikte bir geleceği olacağını düşünüyorduk. Open Subtitles كنت ما أزال أشعر أن لدينا مستقبلاً ينتظرنا
    Ve ben sanırım ikimizin bir geleceği olabileceğini umuyorum. Open Subtitles و أنا أظن بأني أتمنى لو يكون لنا مستقبلاً معاً
    Eğer onun sorumluluğunu almıyorsanız Hanna'nın bir geleceği yok demektir. Open Subtitles إذا لم تتحمل مسؤليتها حنا"لن يكون لها مستقبلاً على الإطلاق"
    Ve sığ bencilliğimizden sıyrılıp, o bölgenin insanları ile değişimi kucaklayalım. Muhteşem bir geleceği, umudu ve hoşgörüyü hep beraber kutlayalım. TED ونتخلى عن أنانيتنا الضيقة من أجل احتضان التغيير، ولكي نحتفل مع شعوب تلك المنطقة بمستقبل رائع وبالأمل والتسامح،
    Ve kasvetli müziğinize teşekkürler onlara sağlayamayacağım bir geleceği hayal etmekten vazgeçtiler. Open Subtitles .. وبفضل أغانيكم الباهرة أخيراً توقفوا عن الحلم بمستقبل لا يمكنني توفيره لهم
    Onun parlak bir geleceği olmasını istiyorum. Open Subtitles أريد أن يحظى بمستقبل عظيم مستقبل لن يفسد مستقبل مدينتنا يوماً
    Evet, kocamın yatırım dünyasında olağanüstü bir geleceği görme yeteneği vardır. Open Subtitles نعم, في عالم الإستثمارات زوجي كانت لديه قدرة رائعة لرؤية المستقبل
    Rahatlık için bağımsızlığımızı ve özgürlüğümüzü takas edeceğimiz bu tarz bir geleceği tahmin eden İngiliz bir yazar vardı. TED الأن لقد كان هناك مؤلف بريطاني قد توقع هذا النوع من المستقبل حيث سوف نتخلى عن استقلالنا الذاتي و حريتنا من أجل الراحة.
    İyi bir işi, parlak bir geleceği var ve kılsız olarak suya hızlı girebilir. Open Subtitles انه حصل على وظيفة جيدة، ومستقبل مشرق، و ودون الشعر، وربما يتحرك سريعة جدا عن طريق المياه.
    En iyi olmak ve parlak bir geleceği temsil etmek için savaşıyoruz. Open Subtitles أفضل وألمع رؤية للذين نحن عليه وما نقاتل لأجله.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد