Sen bir Gezgin'sin. Başka birinin vücudunda yaşamayı sürdürme yeteneğine sahipsin. | Open Subtitles | أنت رحّالة وبإمكانك العيش في جسد شخص آخر. |
Vardı, elimde gerekli büyüyü yapmayı bilen bir Gezgin vardı. - Ve onu kaybettin! | Open Subtitles | بالفعل، وقد كانت لديّ رحّالة تعلم التعويذة الصحيحة. |
O yüzden sen de bir Gezgin'sin. | Open Subtitles | وعليه، فأنت رحّالة. |
Sanırım. Yani sonuçta o insan ama aynı zamanda da bir görsel ikiz. Ve de görünüşe göre bir Gezgin. | Open Subtitles | أظنّ ذلك، فهي إنسانة، لكنّها أيضًا قرينة ورحّالة كما يتّضح. |
Büyükbabamın bir Gezgin olduğunu söylemiştin. Bu da demek oluyor ki baban bir Gezgin idi. | Open Subtitles | قلتِ أنّ جدّي كان رحّالًا، أيّ أنّ والدك كان رحّالًا. |
Elinden her iş gelen bir Gezgin işitme engelli bir kadına ilk kelimesini öğretiyor. | TED | حرفيٌّ رحّال يعلم امرأةً صماء كلمتها الأولى في مزرعةٍ عتيقة. |
Budala bir Gezgin'in ayartmasına kandığına inanamıyorum. | Open Subtitles | -بالكاد أصدق أنك خُدعت بإغواء رحّالة ساذج . |
- Dediği gibi, ben bir Gezgin'im. | Open Subtitles | -كما قالت، أنا رحّالة . |
Elimde 2 kayıp görsel ikiz kasabamızı sihirden arındırmak isteyen bir Gezgin ve elbise dolabımda dost canlısı bankacı Bay Sikes var. | Open Subtitles | لديّ قرينان مفقودان ورحّالة يحاولون محو السحر من بلدتنا كما لديّ المصرفيّ الصدوق سيّد (سايكس) في خزانة المعاطف. |
Gregor bir Gezgin'di. | Open Subtitles | (جريجور) كان رحّالًا. |
İçinde bir Gezgin var. Bu sanki beynine otostop çekmiş bir insan paraziti gibi. | Open Subtitles | ثمّة رحّال داخلك، وكأنّه طفيليّ من البشر يسكن دماغك. |
Bana büyüyü yapacak bir Gezgin bulacak mısın? | Open Subtitles | أجل، اعثري لي على رحّال يعلّمني إجراء التعويذة. |