Evet. Bronz düğmeleri olan mavi yün bir giysi giyiyordu, sanırım. | Open Subtitles | اه,نعم,لقد كانت ترتدى فستانا صوف ازرق بزراير معدنية,لو لم أخطئ |
Carlotta Adams incilerle bezenmiş siyah bir giysi giyiyordu. | Open Subtitles | كانت شارلوتا ادامز ترتدى فستانا اسودا مع عقد من اللولى |
Tüm zamanını ve paranı süper bir giysi için harcadın ve onunla ne yapıyorsun? | Open Subtitles | قضيت كل وقتك ومالك باختراع حلة خارقة، وماذا تفعل بها ؟ |
Yarın için yeni bir giysi ister misiniz? | Open Subtitles | هل ترغب فى حلة جديدة للغد؟ |
Evet, üzerinizde sadece tek bir giysi olmak zorunda. | Open Subtitles | نعم ، يمكنك ارتداء عنصر واحد فقط من الملابس الأساسية على اختيار تشغيل الكمبيوتر. |
Ailenin bağış olarak verdiği bir giysi kolisinin içinde bulmuşlar. | Open Subtitles | وجدوه في كيسٍ من الملابس. قامت العائلة بإعطائه للصدقات |
Herkesin doğal bir şekilde uyanıp başka bir yerde olduğunu biraz yaşlandığını ya da başka bir giysi giydiğini düşünürdüm. | Open Subtitles | أنه من الطبيعى أن يستيقِظ الناس ليجدوا أنفسهم فى مكانٍ آخَر, أو أكبَر سِنّاً, او يرتدون ملابِس أُخرى. |
Güzel bir giysi giymen için bir erkeğe gerek yok. | Open Subtitles | فستانا جميلا |
Rüyamda, kana bulanmış beyaz bir giysi gördüm. | Open Subtitles | أرى حلة بيضاء. غارقة بالدماء |
- bir giysi. | Open Subtitles | - :اشترى نوعاً من الملابس - |
Ben hep diğer insanların da doğal bir şekilde uyanıp başka bir yerde olduğunu, başka bir giysi giydiklerini ya da biraz yaşlandıklarını düşünürdüm. | Open Subtitles | كُنتُ أعتقِد دائماً أنها مسألة طبيعية أن يجِد الناس أنفسهم فى مكانٍ آخَر, أو يرتدون ملابِس أُخرى. أو أكبَر سِنّاً. |