Soykırım bir ırkın ya da politik, dini veya etnik bir grubun sistemli bir şekilde ve kasıtlı olarak yok edilmesidir. | TED | التطهير العرقي هو تدمير متعمد ومنظم لمجموعة سياسية أو دينية أو عرقية. |
bir grubun ya da şahısın baskın olmasına izin vermezler; bahsi geçen kişi patron yahut uzman olsa bile. | TED | لا يدعون الهيمنة لمجموعة واحدة أو لفرد، حتى لو كان الرئيس أو المختص. |
- Hayır! Güney Amerika'daki fabrikalardan ilaç çalan bir grubun parçasıyım. | Open Subtitles | أنا جزء من مجموعة تُحرّر الأدوية من المصانع في أمريكا الجنوبيّة. |
Bilim adamları profesyonel bir grubun üyesi haline geldikçe, bizlerden yavaşça uzaklaştılar. | TED | بمجرد ان أصبح العلماء أعضاء في مجموعة مهنية، فقد انعزلوا شيئا فشيئا عنّا. |
Burası silahlı bir grubun olduğu Steinlitz Hotel'i, | Open Subtitles | هذا فندق ستاينليتز حيث قامت مجموعة مسلحة |
Bu sabah Türkiye'den bir grubun olası bir saldırısıyla alakalı bir söylenti vardı. | Open Subtitles | هناك حديث هذا الصباح عن احتمال وقوع بعض الهجمات من قبل جماعات خارج تركيا |
Afrika'dan çıkmak hemen hemen imkânsızsa da, yeni kanıtlar sadece küçük bir grubun bunu gerçekleştirmiş olabileceğini göstermektedir. | Open Subtitles | الرحيل عن أفريقيا نظرياً مستحيل، لكن هناك أدلة تشير إلى أن مجموعة صغيرة من الناس هَجَروْها |
Filistinli karşıt bir grubun yaptığını düşünmüyorduk. | Open Subtitles | لم نعتقد أنه كان من جماعة فلسطينية منافسة |
Beyaz Irk Üstünlüğü savunucularından bir grubun rehin alma durumu. | Open Subtitles | -احتجازُ رهائن من مجموعةٍ عنصريّةٍ بيضاء |
Üniversite mezuniyetimden sonra, siyasi sığınma talebinde bulundum, sosyal bir grubun üyesi olarak kabul edildim. | TED | بعد تخرجي من الكلية، حصلت على اللجوء السياسي بعد أن تقدمت بطلب له، باعتبار كوني أنتمي لمجموعة اجتماعية. |
Force 316 adında oldukça ilginç bir grubun üyesiyim. | Open Subtitles | أنا أنتمى إلى فى الواقع لمجموعة مهمات صعبة تسمى القوة 316 |
Ferrie emekli askerlerden oluşan bir grubun toplantısında konuşmuştu. | Open Subtitles | أتذكر المدعو فيري وهو يتحدث في اجتماع لمجموعة بعض قدامى المحاربين |
Yeniden bir grubun parçası olmak bana çok iyi geldi kızlar. | Open Subtitles | أيتها الفتيات من اللطيف للغاية أن أكون جزءاً من مجموعة مجدداً |
- biz bir grubun parçasıydık. insanların neden kuzeye doğru yürüdüğünü merak eden bir gruptuk.. | Open Subtitles | كنا جزءاً من مجموعة اتجهت شمالاً، لأننا كنا نتسائل لماذا اتجهت مجموعة أخرى شمالاً |
Fakat sosyalleşmeye başlayınca bir grubun parçası olmayı öğrenince artık ihtiyaçları kalmaz. | Open Subtitles | لكن عندما يندمجون مع المجتمع, كما تعلم, بتعلمكيف يكونون جزءً من مجموعة لا يحتاجون إليها. |
Ben de bir grubun üyesiyim, hatırlarsan? | Open Subtitles | انا عضو في مجموعة أيضاً, الآن, هل تتذكر؟ |
Ben de bir grubun üyesiyim, hatırlarsan? | Open Subtitles | انا عضو في مجموعة أيضاً, الآن, هل تتذكر؟ |
Burası silahlı bir grubun olduğu Steinlitz Hotel'i, | Open Subtitles | هذا فندق ستاينليتز حيث قامت مجموعة مسلحة |
Bu sabah Türkiye'den bir grubun olası bir saldırısıyla alakalı bir söylenti vardı. | Open Subtitles | هناك حديث هذا الصباح عن احتمال وقوع بعض الهجمات من قبل جماعات خارج تركيا |
Şirket karşıtı bir grubun hidrolik karşıtı bir cinayetten sorumlu olduğunu mu düşünüyorsunuz? | Open Subtitles | تعتقد أن مجموعة من مُعادي الشركة، مسؤولة عن مقتل معادي النفطين؟ |
Bir tatil köyünde çalışıyordum ve önemli bir grubun geleceğini söylediler. | Open Subtitles | كنت أعمل في منتجع سياحي وأخبرونا أن مجموعة كبيرة آتية |
İddialarının aksine ölen insanların çoğu kocasının liderliğindeki radikal bir grubun üyesiydi. | Open Subtitles | رغم إدعاءاتها، معظم من قُتلوا كانوا من جماعة متطرفة قادها زوجها. |
Seni korumak için var olan bir grubun parçasıyım. | Open Subtitles | أنا جزء من جماعة متواجدة لحمايتك |
Etrafı 200 kişiyle çevrelenmiş bir grubun işini görebilmek için... işte ben buna eğlence derim. | Open Subtitles | سبعة أشخاص سيطروا على مجموعةٍ حاصرناها بمئتي شخص... |