Bayan fotoğrafçı olarak işim yöresel geleneklere karşı ciddi bir hakaret sayıldı, ailem ve benim için kalıcı bir leke yarattı. | TED | عملي كمصورة إمرأة كان يعتبر إهانة حقيقة للعادات المحلية مما جعلها وصمة عار أبدية لي و لعائلتي. |
Yüz iltifat ve tek bir hakaret duysam sonunda neyi hatırlarım? | TED | أنا قادر على الاستماع إلى مئة عبارة في مدحي، مقابل إهانة واحدة، و لكن ما الذي يستقر في ذاكرتي؟ |
Onlara göre kutsal hayvanın kayboluşu hem bir hakaret, hem de bir lanet. | Open Subtitles | يعتبرون إختفاء حيوانهم المقدس بانه إهانة ولعنة عليهم |
Tanrı şahidim olsun ki, bunu bir hakaret olarak alamam. | Open Subtitles | ساعدني يا ربّ، لا يُمكنني اعتبار ذلك كإهانة. |
Bunu bir hakaret olarak görmeyin lütfen ama biraz uzanıp dinlenmek istiyorum. | Open Subtitles | أرجو أن لا تتقبل ما سأقوله كإهانة لكني أود حقاً أن أستلقي لبعض الوقت الآن |
Bu adamlara tüm kalbimle güvenirim Senatör. Onlara çıkmalarını söyleseydim bu bir hakaret olurdu. | Open Subtitles | أنا أئتمن هؤلاء الرجال على حياتى يا سيناتور و ستكون اهانة أن أطالبهم بالمغادرة |
Bu bir hakaret! Tamam, isimlerini bilmiyorum. | Open Subtitles | هذا مهين حسنا؛ أنا لا أعرف اسم أي شخص هنا |
Onlara göre kutsal hayvanın kayboluşu hem bir hakaret, hem de bir lanet. | Open Subtitles | يعتبرون إختفاء حيوانهم المقدس بانه إهانة ولعنة عليهم |
Ve gelmezseniz, bunu şahsî bir hakaret olarak algılarım. | Open Subtitles | وأنا سوف تأخذ على أنها إهانة شخصية إذا كنت فقط لا تظهر. |
İkiye iniyorum. Bu bir hakaret. | Open Subtitles | أنا أسأل عن ثلاثة ملايين دولار, أصبحت الآن إثنان، إنها إهانة |
O özgür bırakılmalı. O koşullar altında kaldığı her an bir ona bir hakaret olacaktır. | Open Subtitles | لابد من تحريرها، كل لحظة تظل في هذا الوضع هي إهانة |
Baritone. Bu bir hakaret değil. Derin sesli olanlara denir. | Open Subtitles | جهوري، هذه ليست إهانة هذا ينطبق على المغنين ذوي الصوت العميق |
İmparatorun bu armağanı babama karşı bir hakaret. | Open Subtitles | هذه الهدية من الامبراطور هي إهانة إلى الأب |
Bu bir hakaret miydi, yoksa konuşma için almam gereken önerilerden biri miydi? | Open Subtitles | أهذه إهانة أم جزء من نصيحة الخطابة العامة؟ |
Sana bir şeyler söylediğimde beni dinlemezsen bana ağır bir hakaret oluyor. | Open Subtitles | عندما أقولك شيئا وأنت لاتستمع لي إنها إهانة كبيرة لي |
Yani, en zararsız yorumu bile şahsına yapılmış bir hakaret gibi görüyorsun. | Open Subtitles | ،أعني، أنك ستأخذ التعليق الأكثر مسالمة و ستتفهم الأمر كإهانة شخصية |
- Ben bunu bir hakaret olarak kastetmedim. | Open Subtitles | - أنا لَمْ أَعْنِه كإهانة. - السيد المسيح. |
Son bir hakaret olarak da bu acılı kadını karşınıza çıkardım sizi kendime hayran bıraktırmak için. | Open Subtitles | و ... و كإهانة اخرى عرضت إمرآة حزينة امامكم |
Bu doğru. Bu bir hakaret, öyle değil mi? | Open Subtitles | هذا حقيقى , حقيقى جدا هذه اهانة , أليس كذلك؟ |
Eşinin oynayamıyor olmasını şahsına bir hakaret olarak görüyor sanırım. | Open Subtitles | أعتقد أنها تأخذ الأمر على أنه اهانة شخصية بأنه لن يلعب |
Ne yazık ki bu tür metotlar hâlâ bilim adı altında kullanılıyor ki bu gerçek bilime ve insan zekasına bir hakaret. | Open Subtitles | للأسف، هذه الأساليب لا تزال تبحر اليوم تحت راية العلم الذي هو اهانة للعلم الحقيقي، فضلا عن الذكاء البشري. |
Bu sanki bir hakaret Daha fazlası gerek | Open Subtitles | هذا مهين أريد المزيد |