Düşündüm, Tanrım, şimdiye kadar bir havaalanında görmüş olduğum en harika şey bu. | TED | وفكرت,يا الهي,هذا أظرف شيئ أراه في مطار. |
Bu beş gün önce Leon / Fransa dışında ufak bir havaalanında çekildi. | Open Subtitles | كان هذا منذ خمسة ايام في مطار صغير خارج ليون الفرنسية |
Daha fazla burnumu soktuktan sonra, Bay Marks'ın oğlunun küçük bir havaalanında hava trafik denetçisi olduğunu öğrendim. | Open Subtitles | بعد التدخل أكثر أكتشفت أنّ إبن السيد (ماركس) كان مهندس ملاحة جوية في مطار صغير خاص |
Tabii. bir havaalanında. | Open Subtitles | بالطبع, إنها في مطار |
bir havaalanında çalışıyordum. Çok güzel bir duyguydu. | Open Subtitles | كنت أعمل في مطار. |
Abel Santamaria'nın dışındaki bir havaalanında kalkışa hazırlanıyor. | Open Subtitles | إنها في مطار واقع خارج (إيبل سانتاماريا) تتأهب للإقلاع |
Kazablanka'daki bir havaalanında güvenlik kamerasına yakalanmış. | Open Subtitles | لقد ألتقطتها كاميرات المراقبة في مطار (دار البيضاء). |
Kazablanka'daki bir havaalanında güvenlik kamerasına yakalanmış. | Open Subtitles | CCTV التقطت لها في مطار الدار البيضاء. |
- Abby, bir havaalanındalar. - Ya da bir havaalanında. | Open Subtitles | -آبي), إنهم في مطار) |
- bir havaalanında! | Open Subtitles | -إنها في مطار |