Bir havuç takılmış koca bir çamur yığınına benziyor. | Open Subtitles | ككتلة ترابية كبيرة مع جزرة ناتئة منها ترهات |
Siksen Bir havuç daha doğramayacağım orospu çocuğu. | Open Subtitles | عليك قتلي الآن قبل أن أقشر جزرة أخرى، أيها الوغد |
Bu adam senin küçük, şirin, Brezilyalı burnunun önüne Bir havuç sarkıtıyor. | Open Subtitles | هذا الرجل، انه لتتدلى جزرة أمام تلك لطيف الأنف البرازيلي القليل من يدكم. |
Biliyor musun ayakkabının üzerinde büyük Bir havuç parçası duruyor. | Open Subtitles | أجل، أبي ، شكرا لك. تعلمُ أنّ لديك قطعة من الجزر في حذائك ؟ |
Bir erkek "leviathan"a bırakılmış Bir havuç gibi havada kapar. | Open Subtitles | حسناً، الرجل ينهش مثل الجزر في متناول يد الوحش. |
Aldın mı almadın mı bilmiyorum ama sana Bir havuç fotoğrafı göndermişti. | Open Subtitles | ولا أعرف إن وصلتك أم لا لكنها أرسلت لك صورة جزرة |
Önümde Bir havuç ve arkamda bir değnek olmalı. | Open Subtitles | احتاج الى جزرة معلقة امامي مع عصا خلفي |
Keşke sana Bir havuç verebilseydim. | Open Subtitles | أتمنى لو كان بإمكاني اعطائك جزرة |
Al, Bir havuç da aldım. | Open Subtitles | , هنا , لقد جلبت لنا جزرة أيضا |
Çölde Bir havuç Bahçede bir deve | Open Subtitles | جزرة في الصحراء جمل في الحديقة |
Gözle. Basit Bir havuç. | Open Subtitles | لاحظ جزرة بسيطة |
Bir havuç ye, konuşuyorum şurada. | Open Subtitles | تناولى جزرة انا اتحدث الآن |
Bir havuç alabilir miyim? | Open Subtitles | هل بامكاني الحصول على "جزرة" ؟ |
Her ata Bir havuç lazımdır. | Open Subtitles | كلّ حصانٍ يحتاج جزرة. |
Hapsolmuş bir korsan gemisinin Mutfağında Bir havuç, bir korsan Ve mısır arasında | Open Subtitles | {\pos(192,210)} مُحتجزة داخل مطبخ سفينة قراصنة بين جزرة وقرصان وسنبلة ذرة |
"...ona Bir havuç teklif etti." yazmıyor mu? | Open Subtitles | "وعرض عليه جزرة"؟ |
El Ganador'a Bir havuç verin. | Open Subtitles | أعطي جزرة لـ"الفائز". |