Konuşmamı sonlandırmaya hazırlanırken, dokuz yıl öncesinden bir hikâyeyle başladım ve bir tanesiyle bitireceğim. | TED | وبينما أستعد لأختتم، بدأت بقصة بدأت منذ تسع سنوات وسوف أنهي بواحدة أخرى. |
Japon olduğum için Japon balıkçı köylerinden bir hikâyeyle başlamak istiyorum. | TED | أنا من اليابان، لذلك أرغبُ أن أبدأ الحديث بقصة عن قرى صيد الأسماك اليابانية. |
Bize uyduruk bir hikâyeyle gelmiştiniz. | Open Subtitles | لقد أتيت إلي بقصة واضح أنها معدة بشكل واضح |
Gerçekten yaparım ama o da bir hikâyeyle dönmemi beklediğini söyledi. | Open Subtitles | سأفعل حتماً و لكنّه أيضاً قال أنّه يتوقع مني العودة حاملاً قصة ما |
Eğer Selby medyaya çaresiz bir çocuğa nasıl gaddarca davrandığınızı gösteren bir hikâyeyle gidecek olursa büyük fırsatınız tarih olacaktı. | Open Subtitles | إن قصد (سيلبي) وسائل الإعلام حاملاً قصة عن طريقة معاملتكِ الوحشية لطفل لا حول له فستصبح فرصتكِ الكبيرة من الماضي لذا قمتِ بترتيب لقاء مع (سيلبي) للحصول على النقود |
Son olarak, bana gerçekten ilham veren küçük bir hikâyeyle size veda etmek istiyorum. | TED | لذلك، أخيراَ، أود ترككم مع قصة قصيرة ألهمتني للغاية. |
Biri de bana böylesine çılgınca bir hikâyeyle gelseydi ofisimden tekmeleyerek atardım. | Open Subtitles | أعرف يا أبتاه، أي شخص كان سيأتي ليّ بقصة مجنونة كهذه لكنت سأطرده من مكتبي |
Bana Tommy'nin bir uyusturucu taciri olduguyla ilgili bir hikâyeyle çikageldiniz. | Open Subtitles | لقد أتيتى لى بقصة عن أن تومى مروج مخدرات |
Bana Tommy'nin bir uyuşturucu taciri olduğuyla ilgili bir hikâyeyle çıkageldiniz. | Open Subtitles | لقد أتيتى لى بقصة عن أن تومى مروج مخدرات |
Her konuşmaya bir hikâyeyle başlamamız söylenir. | TED | دائما ما يخبرونك أن تبدأ كل حديث بقصة |
CJ size, Başsavcı'nın sahte kanıt yerleştirdiğine dair bir hikâyeyle geldi mi? | Open Subtitles | هل أتى إليكِ -سي جي - بقصة حول موضوع مكتب الإدعاء العام وزراعته للأدلة؟ |
En azından güzel bir hikâyeyle döndün. | Open Subtitles | حسنٌ، على الأقل عدتِ بقصة رائعة. |
Size fantastik bir hikâyeyle gelirse diye söylemek istedim. | Open Subtitles | أردت إخبارك ريما يجئ إليك بقصة خيالية |
Ta ki Peter rahibi bir hikâyeyle kandırmama izin verene kadar. | Open Subtitles | (حتى سمح لي (بيتر بإخبار الكاهن بقصة خادعة |
Walt bana kafasında harika bir hikâyeyle geldi kumarda kazanmış. | Open Subtitles | والت) أتى فعلاً بقصة ممتازة) عن الربح من المقامرة |
Ta ki Peter rahibi bir hikâyeyle kandırmama izin verene kadar. | Open Subtitles | (حتى سمح لي (بيتر بإخبار الكاهن بقصة خادعة |
Bir düşüneyim, Daphne bize işitme cihazını kaybettiğiyle ilgili bir hikâyeyle geldi ve bizden 5.000 dolar koparmayı becerdi. | Open Subtitles | أنظري،لقد قَدمت الينا (دافني) مع قصة عن كيفَ أنها أضاعت أجهزةُ سمعها وتمكنت من الحصول على 5000 $ منا |
Eğer sakin kalıp, söylediklerimi harfiyen yaparsanız size söz veriyorum, arkadaşlarınıza ve ailelerinize anlatacağız manyak bir hikâyeyle ayrılacaksınız buradan. | Open Subtitles | أى كان ، إذا بقيتم هادئين وفعلتم ما أقوله بالضبط أعدكم بأنكم ستغادرون من هُنا مع قصة مدوية لتخبرونها إلى أصدقائكم وعائلاتكم |