bir iş teklifi almış. Onu şu anda kaybetmeyi göze alamam.Şu an olmaz. | Open Subtitles | جاءها عرض عمل آخر لم أتمكن من خسارتها، ليس الآن |
Babam çok iyi bir iş teklifi aldığı için Tennessee'den buraya taşındık ve ekonomi bozulunca, son gireni ilk önce çıkartıyorlar. | Open Subtitles | لقد أنتقلنا إلى هنا من تينيسي كما تعلم لأن أبي حصل على عرض عمل مغري وافلست الشركة لذا فآخر شخص توظف هو أول شخص يغادر |
Aslında hayır. New York'tan iyi bir iş teklifi aldım.. | Open Subtitles | في الواقع، كلا، حصلت على عرض عمل رائع في "نيويورك". |
Yaptığımız şey bu şehirdeki herkese benzersiz bir iş teklifi sunmak. | Open Subtitles | ما نقوم به هو تقديم هذه المدينة فرصة عمل فريدة من نوعها. |
Gerçi şanslıyım. Benim seyahatime değdi. bir iş teklifi aldım. | Open Subtitles | لقد كانت رحلتي جيدة و قد حصلت على عمل |
Denver'daki bir pastaneyi işletmem için ilginç bir iş teklifi geldi. | Open Subtitles | لذا لديّ عرض عمل مغري لفتح مخبز في دينفر |
Olay şu. Ben çok iyi bir iş teklifi aldım. | Open Subtitles | لدي امر اود ان اخبركم به لقد حصلت على عرض عمل |
Fakat şirket iflas bayrağını çekince daha iyi bir iş teklifi bağladım. | Open Subtitles | أنتهى بي الأمر بالحصول على عرض عمل أفضل. |
- Evet. Oradan bir iş teklifi aldı ve ben de ailemi çok özlüyorum. | Open Subtitles | حصلتُ على عرض عمل هناك، وقد اشتقتُ للوطن كثيراً. |
Çalıştığımız insanlarla konuşup Rahip Tim için bir iş teklifi götürüp götüremeyeceklerini öğrenelim dedik. | Open Subtitles | فكرنا اننا نستطيع ان نتحدث الى الجماعة من العمل وربما يستطيعون ان يجدوا للقس تيم عرض عمل |
Bu yüzden, başka bir şirketten kalıcı, tam zamanlı bir iş teklifi almasına rağmen, şansını bu stajyerlikten yana kullanmayı ve en iyi sonuca ulaşmayı umdu. | TED | ذلك على الرغم من وجود عرض عمل آخر لها في شركة أخرى بوظيفة دائمة بدوام كامل، قررت أن تأخذ فرصتها مع هذا التدريب و طمحت بما هو أفضل. |
Durup dururken, bir iş teklifi aldım. | Open Subtitles | فجاة ومن غير توقع .حصلت على عرض عمل |
Çok güzel bir iş teklifi aldım. Yaratıcı karekter tasarımcısı. | Open Subtitles | .حصلت على عرض عمل جيد مصمم رسم |
Tom, geri çeviremeyeceği bir iş teklifi aldı. | Open Subtitles | توم حصل على عرض عمل لم يستطع رفضه |
bir iş teklifi almak üzereyim. | Open Subtitles | أنا على وشك الحصول على عرض عمل |
Todd'un ailesi orda ve ben de bir iş teklifi aldım. | Open Subtitles | عائلته هناك, و لدي عرض عمل هناك |
Baton Rouge'dan bir iş teklifi almış. | Open Subtitles | ولقد حصل على عرض عمل في باتون روج |
Düşündüm ki, belki bir iş teklifi ilgini çekebilir. | Open Subtitles | وقد رأيت أنني قد أستطيع أن أعرض عليك فرصة عمل. |
bir iş teklifi aldım... | Open Subtitles | حصلتُ على عمل.. |
Ben--ben katılmayacağım SORUŞTURARAK kazanmak sürece sen bir iş teklifi yapılır. | Open Subtitles | لن أنضم للمباحث الفيدراليّة إلاّ لو عرضوا عليكِ عرض عملٍ. |
New York'dan bir iş teklifi aldım. | Open Subtitles | تلقيت عرضا للعمل في نيويورك |
- Teşekkür ederim. - Bay Kincaide'in bir iş teklifi var. Oh? | Open Subtitles | شكراً - السيد كينكايد لديه اقتراح عمل - خمسة الاف هكتار فوق جدول تركيا سيد بيرنز |