Tanrı aşkına Helen, sadece bir akşam yemeğiydi. bir iş yemeği. | Open Subtitles | بالله عليكِ يا هيلين، كان مجرد عشاءً عشاء عمل |
Merhaba, anne. Bak, perşembe akşamı katılmak zorunda olduğum bir iş yemeği var. | Open Subtitles | لدي عشاء عمل ليلة الخميس لا يمكنني الهروب منه |
Hayır, bu bir iş yemeği. | Open Subtitles | هذا ليس موعد لا . هذا عشاء عمل |
Teknik olarak, bu, bir iş yemeği. | Open Subtitles | تقنياً، هذا عشاء عمل |
- Bu bir iş yemeği. | Open Subtitles | إنّه إجتماع عمل. |
Bu önemli bir iş yemeği. | Open Subtitles | أنه عشاء عمل مهم |
O sadece bir iş yemeği. | Open Subtitles | انا اعترض هذا عشاء عمل |
Henri evde bile değil bu akşam, bir iş yemeği için gitti. | Open Subtitles | -لأن هنري في عشاء عمل |
bir iş yemeği. | Open Subtitles | كان عشاء عمل |
Gaby, bu önemli bir iş yemeği. | Open Subtitles | غابي)، هذا عشاء عمل هام) |
Bu bir iş yemeği, Eyal. | Open Subtitles | (هذا عشاء عمل يا (إيال |
bir iş yemeği. | Open Subtitles | عشاء عمل. |