ويكيبيديا

    "bir işe yaramaz" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • لا فائدة من
        
    • لن تفلح
        
    • لن يفيدك
        
    • لن ينفع
        
    • إنه ليس للإستعمال
        
    • كأنه مضيعة شنيعة
        
    • لن يجدي نفعًا
        
    • عديم الفائدة بدون
        
    • سيكون على الارجح مجرد
        
    Seninle konuşmak bir işe yaramaz diye onun evine gittim. Open Subtitles كان بإمكانك التحدث معي لقد ذهبت لأني أعرف بأنه لا فائدة من الحديث معك
    Anlamıyorsun, Bu pano bir işe yaramaz. Open Subtitles ما زلتم لا تدركون الأمر لا فائدة من الخريطة
    bir işe yaramaz bu kablo Open Subtitles لن تفلح انه سلك
    Tarihteki en büyük olay bu. Bunun için Alaska'dakileri bile geri çağırıyorlar. Aptal gibi davranmanız bir işe yaramaz. Open Subtitles قضيتك من أكبر القضايا في تاريخ مكتب حماية البيئه لقد إستدعوا عملاء من ألاسكا من أجلك , الإنكار لن يفيدك
    Artık bu bir işe yaramaz. Open Subtitles ينظر إليك كأنه طفل ذو ست سنوات يفعل نفس الشيء معي، هذا لن ينفع
    bir işe yaramaz ki, hatta William Blake için bile. Open Subtitles إنه ليس للإستعمال حتى لـ(وليام بليك)
    Hiç Bir İşe Yaramaz Open Subtitles يبدو الأمر و كأنه مضيعة شنيعة
    Bunu yapamam. bir işe yaramaz. Open Subtitles لا أستطيع، لن يجدي نفعًا.
    Virüsü yapabiliyoruz ama panzehiri olmadan bir işe yaramaz. Open Subtitles لكنّه عديم الفائدة بدون الدواء.
    Çünkü bir yol arkadaşı beni yavaşlatmaktan başka bir işe yaramaz. Open Subtitles ... لأن وجود شريك سيكون على الارجح مجرد بطء لي باستمرار.
    Yapma.Bu bir işe yaramaz. - Binanın içindeyiz. Open Subtitles توقفي عن فعل هذا، لا فائدة من ذلك لا، لقد كنا في المبنى
    Ailenle kutlama yapamayacaksan, Nehir Toprakları'nın lordu olmak bir işe yaramaz. Open Subtitles لا فائدة من كونك لورداً لأرض الروافد ما لم تستطع الاحتفال مع عائلتك
    bir işe yaramaz. Seni duyamaz! Open Subtitles جوليا ، لا فائدة من هذا إنه لا يسمعك
    Eğer güvenli bir hapishaneye atılacaksa, Russo'yu satmak bir işe yaramaz ki. Open Subtitles لأنه لا فائدة من الإبلاغ عن (روسو) إن كان محبوساً في السجن
    Sonradan konuşmamız bir işe yaramaz. Open Subtitles لا فائدة من الحديث عن هذا الموضع في وقت لاحق .
    O olmadan formül bir işe yaramaz. Open Subtitles و لن تفلح بدونه
    Bu teknikler, onun üzerinde bir işe yaramaz. Open Subtitles تلك الأشياء لن تفلح معه
    Hayır, sktir git, özür bir işe yaramaz. Open Subtitles لا، تباً لك الإعتذار لن يفيدك هذه المرة
    Bu bir işe yaramaz. Ağaç ölü zaten. Open Subtitles لن يفيدك ذلك الشجرة ميتة بالأصل
    Baygın haldeylen bir işe yaramaz. Open Subtitles أن هذا لن ينفع بينما هو هكذا لا يستطيع الحراك
    Adam bir işe yaramaz teğmen, sana da faydası olmaz. Open Subtitles إهدئ أيها الملازم هذا لن ينفع أحداً
    bir işe yaramaz ki, hatta William Blake için bile. Open Subtitles إنه ليس للإستعمال حتى لـ(وليام بليك)
    Hiç Bir İşe Yaramaz Open Subtitles يبدو الأمر و كأنه مضيعة شنيعة
    Direkt hücum bir işe yaramaz. Open Subtitles الهجوم المباشر لن يجدي نفعًا
    Uranyum tek başına bir işe yaramaz... Open Subtitles -{\pos(190,230)}... اليورانيوم وحده عديم الفائدة بدون
    Hatta harika, aslında çünkü bir yol arkadaşı beni yavaşlatmaktan başka bir işe yaramaz. Open Subtitles على نحو أفضل ، في الواقع... ... لأن وجود شريك سيكون على الارجح مجرد بطء لي باستمرار.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد