Diğer bir ifadeyle, bir kardeş otistik ise, ailedeki diğer kardeşin otistik olma olasılığı nedir? | TED | و بعبارة أخرى، فإن كان أحد الأبناء مصاباً بالتوحد، ما هو احتمال أن يكون ابن آخر لنفس العائلة مصاباً بالتوحد؟ |
Başka bir ifadeyle, araştırmalar OKB'li hastaların beyinlerinin gerçekten de belli bir şekilde davranmaya programlı olduğunu gösteriyor. | TED | بعبارة أخرى ، تشير الأبحاث إلى أن أدمغة المصابين باضطراب الوسواس القهري في الحقيقة مثبتة لتتصرف بطريقة معينة. |
Veya diğer bir ifadeyle, bize ruhu terk ettikleri sürece varsın vücuda sahip olsunlar. | Open Subtitles | أو بعبارة أخرى, خذو الجسد طالما أنّكم تتركون الرّوح لنا. |
Sonra da muğlak bir ifadeyle, kapitalizm ve emperyalizmin, gelecek savaşları kaçınılmaz hale getirdiğine dair uyardı. | Open Subtitles | ثم، وبكلمات ضبابية حذر من أن الرأسمالية والإمبريالية تجعل الحروب المستقبلية لا مفر منها |
Başka bir ifadeyle... lisansı başkasına verebilecek durumda olmalıyım. | Open Subtitles | وبكلمات اخرى يجب ان اكون قادرا على اعطاء الترخيص لشخص ما |
Diğer bir ifadeyle... ben yazılımımı Red Hat sistemine dağıtırsam... lisans şunu diyemez; | Open Subtitles | وبكلمات اخرى اذا وزعت برنامجي على نظام ريد هات لايمكن للترخيص ان ينص على |
Başka bir ifadeyle, DSÖ'yü bu belgeyi gömmeleri için tehdit ettik. | Open Subtitles | بعبارة أخرى،لقد أبتززنا المنظمة لدفن هذا المستند |
Başka bir ifadeyle, pişmanlık iki şeye ihtiyaç duyar. | TED | بعبارة أخرى، الندم يتطلب أمرين. |
Diğer bir ifadeyle, dünyayı kim kontrol ediyor? | TED | بعبارة أخرى، من يتحكم في العالم؟ |
Diğer bir ifadeyle, Kanıtı yoktu. | TED | بعبارة أخرى، لم يكن يملك الدليل. |
Başka bir ifadeyle, bu işlemlerin amacı çürümemizi engellemektir. | TED | بعبارة أخرى، هي تمنع جثثنا من التحلّل. |
Diğer bir ifadeyle, masum bir insanı şüpheli yaptın. | Open Subtitles | بعبارة أخرى جعلت من رجل برئ مشتبه به |